Bir deri bir kemik

[D] Pek çok zayıf, bir bakışta çok zayıf olduğu hemen belli. Kupkuru.

Bir dikili ağacı olmamak

[D] Hiç malı bulunmamak.

Bir dirhem et bin ayıp örter

[A] Çok zayıf olmak iyi değildir. Kişiyi çirkin gösterir. Biraz şişman olmak ise kişiyi güzel ve alımlı gösterir.

Bir dudağı yerde bir dudağı gökte

[D] Çok çirkin, korkunç. Masal canavarı gibi.

Bir eli yağda bir eli balda olmak

[D] Bolluk ve bereket içinde olmak, mutluluk içinde olmak.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var

[A] Büyük işlerin başarı ile bitirilebilmesi için, kişilerin beraberce hareket etmeleri gereklidir. Bir kişiye yapılan haksızlık için de aynı yöntem uygulanmalıdır. Kötülük yapan kişi kuvvetli olabilir. Ama kötülüğe uğrayan kişinin etrafında diğerleri de birleşirse, onunla birlikte saldırgana karşı koyarsa toplumda saldırgan zorbalar ve zorbalık gelişemez. Bu da toplumun beraberce kazandığı zafer olur.

Bir felâket bin nasihatten yeğdir

[A] Kişi kendisine yapılan nasihatlerden genellikle etkilenmez. Ama ihmalinden dolayı bir büyük zarara uğrarsa onu bir daha unutamaz. Ondan sonra hareketlerini etkilendiği felâketi dikkate alarak yapar, ayarlar.

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır

[A] Küçük dostlukların bile unutulmaması gereklidir. Başkalarından gördüğümüz küçük iyilikleri de unutmamak gerekmektedir.

Bir günlük beylik beyliktir

[A] Etrafındakilerden üstün ve güçlü duruma gelmek, emretmek güzel şeydir. Bu üstünlüğün süresi çok kısa olsa bile yine de istenilir. Tercih edilir.

Bir içim su

[D] Çok güzel, alımlı, etrafını etkileyen kadın.

Bir insanı tanımak için ya alış veriş etmeli, ya yola gitmeli

[A] İnsanlar alış veriş ve yolculukta içyüzlerini pek saklayamazlar. Bunun içindir ki kişinin gerçek yüzünü anlamak için onunla yolculuk etmek veya alış verişe gitmek gereklidir.

Bir kaşık suda boğmak

[D] Kişinin elinden gelebilse karşısındakine en kısa zamanda en büyük kötülüğü etmeyi istemek.

Bir koltuğa iki karpuz sığmaz

[A] Önemli işleri birer birer yapmakta yarar vardır. Hepsi birden yapılmak istenirse başarılı olmak zordur.

Bir Köroğlu bir Ayvaz

[D] Hiç kimse yok, kalmamış. Bir kadın bir de kocası.

Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır

[A] Kötü kişilerin yaptıkları yalnızca kendilerini etkilemez. Ailesini, yakın çevresini, hatta mahallesini ve kentini de etkiler. Ahlâksız bir kişi, ailesi, mahallesi hatta çevresi için de yüz karasıdır.

Bir kulağından girip öteki kulağından çıkmak

[D] Kendisine söylenen sözlere, verilen nasihatlere kulak asmamak, önem verip dinlememek, dikkate almamak.

Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır

[A] Her küçük şeyin kendine göre bir önemi vardır, bunu iyi bilip küçüktür diyerek önemsememek doğru değildir. Bir vidası eksik olan makine önce sallanarak çalışmaya başlar, kısa sürede yalama olup çalışamaz hâle gelir. Buna bağlı olarak çalışan bütün makineler de durur. Fabrika durur, üretim durur.

Bir musibet bin nasihatten yeğdir

[A] Bir kişi yanlış yolda ise başına gelen birçok olay ile ilgili nasihatler fayda vermez. Başına gelen bir kötü iş, bir yıkım onun aklını başına getirir. Doğru yola gelir.

Bir nalına bir mıhına

[D] (Hem nalına hem mıhına) Bir olayda her iki yanı da desteklemek, taraftar gözükmek.

Bir pire için yorgan yakılmaz

[A] Küçük bir zararı, küçük bir yanlışı önlemek için büyük zarara, büyük yanlışlara girmek doğru değildir.
Sitesi.WEB.TR © 2010 - 2021
Toplam 13 sayfadan 8. sayfadasınız, sayfaya git: Önceki, 6, 7, 8, 9, 10, Sonraki