Askıya almak
[D] Geciktirmek. Bir işi beklenen şartlar oluşuncaya kadar geciktirmek. Altı boşaltılmış bir yapıyı altına dikmeler koyarak yıkılmaktan kurtarmak.
Ayağının tozu ile gelmek
[D] Yeni gelmek. Henüz gelmek.
Bam teline basmak
[D] Kişinin duyarlı olduğu konuda onu kızdıracak şekilde konuşmak.
Başı doğrulmak
[D] Sıkıntılı durumdan kurtulmak, rahata, mutluluğa kavuşmak.
Helâl süt emmiş
[D] Doğru, temiz karakterli. Başkaları için kötülük düşünmeyen. Her zaman doğruluktan ayrılmayan.
Kedi ne budu ne
[D] Kendisi aciz ve zavallı bir kimsedir, ondan büyük bir şey ummak, beklemek doğru değildir.
Kötü kişi olmak
[D] Hâl ve tavırları ile bazı kimseleri kendine düşman etmek.
Ruhu duymamak
[D] Yapılan işin hiç farkında olmamak, sezinlememek.
Söz dinlemek
[D] Kendine verilen öğütleri tutmak, yaşamını verilen öğütlere göre plânlamak.
Su koyvermek
[D] Sululuk etmek, sözünde durmamak. Kötü şakalar yapmak. Sebze ve meyveler için kesilirken, pişirilirken su salıvermek.