Boyun eğmek

[D] Kendisinden güçlü olanın emrine, hâkimiyetine girmek.

Boyunun ölçüsünü almak

[D] Kişinin yapacağına inanıp giriştiği işte başarılı olamaması. Bu nedenle yeteneğinin olmadığına kanaat getirmesi.

Boz atın yanında duran, ya huyundan ya tüyünden

[A] Kişi yakın ilişkisi olduğu çevre ve kişilerin etkisinde kalır. Onların huy ve davranışlarını benimser. Bunun içindir ki çevremizdeki kişileri iyi seçmek mecburiyetindeyiz.

Böyle baş, böyle tıraş

[A] Toplumda her kişiye, kişinin durumuna göre davranılır. Kişinin davranışı neyse, o davranışa uygun cevap verilir.

Böyle gelmiş böyle gider

[A] Asırlardan beri süregelmiş hareketleri değiştirmek mümkün değildir. Bazı olayların tekrarlanmamasını istesek de değiştiremeyiz.

Bu abdestle çok namaz kılınır

[D] Kişinin başından geçen bir olaydan aldığı ders çok uzun sürer, kişi kendisini ve davranışını bu etkiden, tecrübeden zor kurtarır.

Bu bir demir leblebidir ki yutulmaz

[Ö] Bu çok zor bir iştir. Başarılması kolay değildir. Kolay kolay başarı elde edilemez.

Bu bir kervansaraydır ki konan göçer

[Ö] Dünya insanların çok kısa bir zaman kaldıkları geçici bir mekândır, yerdir. İnsan ne kadar uzun yaşarsa yaşasın sonunda ölecektir. O hâlde kişi bir gün öleceğini aklından çıkarmayıp çokça iyilik yapmalı, davranışlarında uyumlu olmalıdır.

Bu bir kuyruklu yıldızdır ki kırk yılda bir doğar

[Ö] Kişiye yaşamı boyunca şans ancak bir defa doğar. Veya çok ender gelir. Bunun için hayatımızda karşımıza ender çıkacak olan bu şansımızı iyi kullanmalıyız.

Bu dünya bir değirmendir ki bir gün öğütür bizi

[Ö] Kişi bu dünyada ne kadar zengin ve güçlü olursa olsun gün gelecek bu güçlerini ya kaybedecektir. Veya ihtiyarlayacaktır. Her iki hâlde de eski gücünü kaybetmiş olacaktır.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu

[D] İnsanlar bir olaydaki tutumlarını hemen değiştirmemelidirler. Bir konuda belli bir fikre sahip kişi o konuda başka türlü davranırsa, yani söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmazsa sevilmeyen kimse olur. Bu söz bunlar için söylenmiştir.

Bugün bana ise yarın sana

[A] Yaşam süresince etrafımızdaki olaylardan ders almasını bilmeliyiz. Etrafımızda bulunanların uğradıkları felâketleri izleyip ders almalı, çıkış yolları bulmaya çalışmalıyız. "Bana ne" demek doğru değildir. Çünkü bugün başkasının başına gelen felâketler başka bir gün bizim başımıza da gelebilir.

Bugünün işini yarına bırakma

[A] Her kişi yapması gereken işini gününde yapmalıdır. Daha sonraki günlerde başka işler çıkıp o işi unutturabilir. Unutulan bu iş ileride karşımıza bir eksiklik olarak çıkar. Belki önemini kaybeder. Yapılmak istense bile vakit yetmediği veya önemini kaybettiği için yapılamaz.

Bugünkü tavuk, yarınki kazdan iyidir

[A] Elimizde bulunan imkânları yarın daha çoğunu elde ederim diyerek reddetmek doğru değildir. Bugünkü imkân elimizdedir, yarınkini ise elde edeceğimiz garanti değildir. Elde edemezsek elimizdekini de kaybetmiş oluruz.

Buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa düşmeyince

[A] Buğday tarlada kaldığı sürece birçok felâketlerle karşılaşıp yok olabilir. Yanar, sel gelir, hayvanlar yer. Ancak ambara girince kişinin olabilir. Oğul ise kişinin fakir olmadığı zamanda evlâtlık görevini tam olarak yapabilir. Ama baba fakirleşince ve imkânlarını zenginliğini kaybedince yine evlâtlık görevini yaparsa o zaman evlât olduğu belli olur.

Bulanık suda balık avlamak

[D] Açık olmayan durumlardan faydalanarak bir çıkar sağlamak.

Buldum bilemedim, bildim bulamadım

[A] Kişi elinde fırsat varken kullanmayı bilemez. Kullanmayı bildiği zaman ise beklediği fırsatlar karşısına çıkmaz. Akıllı kimse fırsatları zamanında, bilerek kullanandır.

Bulgurluya gelin mi gidecek

[D] Çok özen göstererek süslenenler için kullanılır.

Bulunmaz Bursa (Hint) kumaşı değil ya

[D] Çok ender rastlanan bir şey değildir. Önemli değildir. Değeri de yoktur.

Buluttan nem kapmak

[D] Küçük şeylerden alınmak.
Sitesi.WEB.TR © 2010 - 2021
Toplam 13 sayfadan 11. sayfadasınız, sayfaya git: Önceki, 9, 10, 11, 12, 13, Sonraki