Hırsız anahtar istemez

[A] Karşısındakine kötülük yapmayı tasarlayan kimse bilinen veya akla gelmeyen yolları deneyerek yapacağı kötülüğü mutlak gerçekleştirir. Engel olmaya imkân yoktur. Hırsız bir yere girmeyi aklına koymuşsa kilit ne kadar iyi olursa olsun, onu açma çaresini, yolunu bulacaktır.

Hırsız evden olursa mandayı bacadan aşırır

[A] Hırsızlık yapan kimse evden biri olursa evin içini çok iyi bildiğinden akla gelmeyen yöntemlerle her şeyi çalması mümkün olur. Yakalanması da o oranda zordur.

Hırsıza yol göstermek

[D] Art niyetli kişilere yapabilecekleri kötülük için bilerek veya bilmeyerek imkân sağlamak.

Hırsızlığa çıktı ay akşamdan doğdu

[S.G] Çok şanssız. Hayatta hiçbir zaman şansı kendisine yardımcı olmamış. En küçük girişiminde bile olmayacak şanssız olaylarla karşılaşmış.

Hısım akraba ile ye iç, alış veriş etme

[A] Akrabalar arası yakınlaşmalar her zaman olumlu değildir. Akrabaların bazıları birbirlerini çekemezler kötü davranırlar. Bunun için akrabalar arasında çıkara dayanan ilişkiler olmamalıdır. Akrabalıklar çabucak bozulduğu gibi büyük düşmanlıklar da meydana gelebilir.

Hızır gibi yetişmek

[D] Çok sıkıştığı bir zamanda, umulmayan şekilde yardımına gelmek.

Hicabından yere geçmek

[D] Çok utanmak, utancından ne yapacağını şaşırmak.

Hiç yoktan

[D] Sebepsiz yere. Hiçbir sebep yokken. Nedensiz.

Hiçe saymak

[D] Önem vermemek. Yok gibi kabul etmek. Hiç değer vermemek.

Hiddet ile kalkan zarar ile oturur

[A] - Öfkeli zamanlarında yaptıklarının ziyanını çekmek zorundadırlar.

Himmet olunca dağ yürür

[G.S] Her şey yardım ile gerçekleşir. Gönülden yapılan büyük bir yardım ile başarılmayacak iş yoktur.

Himmete endaze olmaz

[G.S] Bir kişiye yapılan yardım kişinin çalışmasına, azmine, başarısına dikkat edilerek yapılmalıdır. Yardım ile yapılan iş de yarı yolda iken yardımı kesmek doğru olmaz. Bağışlayan, yardım eden kimsenin vereceğine ölçü koyması doğru değildir. Yardımın miktarı yapanın anlayışına, gücüne, niyetine göre değişir.

Hocanın vurduğu yerde gül biter

[A] Öğretmen çocuğu yetiştirmek için pek çok çareler dener. Bu arada gerekirse döver. Yapılan bütün işler çocuğun iyiliği, vatana, millete, ailesine faydalı olması içindir. Bundan dolayı öğretmenden yenen dayak diğer dayaklar ile bir tutulmamalı, bir nimet olarak kabul edilmelidir.

Hodri meydan

[D] İşde meydan burda, güvenen gelsin. Meydan okumak.

Hokka gibi oturmak

[D] Bir giysinin vücuda tam gelmesi. Giysinin çok iyi uyması. O vücut için dikilmiş olması.

Hop oturup hop kalkmak

[D] Çok kızmak, öfkelenmek. Yerinde duramayacak kadar kızmak.

Horoz ölür, gözü çöplükte kalır

[A] Kişi çok sevdiği arzuladığı şeyleri kolay kolay unutamaz. Doğup büyüdüğü yerleri de unutamaz. Yaşı ilerlese de her zaman onların hasretini duyar, hatırlar, içindeki istek, özlem devam eder.

Horozu çok olan yerde sabah geç olur

[A] Bir işde çok kişi fikir ileri sürerse ve o fikirler birbirinden çok uzak olursa bir noktada birleşmek, bir işi sonuca erdirmek imkânı yoktur, olamaz.

Hor tutmak

[D] Kötü kullanmak. Kötü davranmak.

Hoş tutmak

[D] İyi davranışlarda bulunmak, kalbini kırmamak. Gururunu okşayıcı hareketlerde bulunmak.
Sitesi.WEB.TR © 2010 - 2021
Toplam 10 sayfadan 9. sayfadasınız, sayfaya git: Önceki, 7, 8, 9, 10, Sonraki