Turp gibi olmak
[D] Çok sağlıklı olmak. Sağlam ve kuvvetli olmak.
Turşusu çıkmak
[D] Çok yorulmak, bitkin, bezgin bir hâle gelmek.
Turşu gibi olmak
[D] Çok yorgun, bitkin olmak, kımıldayacak hâli kalmamak.
Tut kelin perçeminden
[D] O kimseye bir iş verin bakalım, yapması mümkün mü? Bir şey isteyin verebilecek mi anlamlarında kullanılır, (imkânsızlıklarla karşılaşıldığı zaman kullanılır.)
Tuttuğu dal elinde kalmak
[D] Yaptığı her girişimde olumsuz sonuç almak. Güvendiği her kişiden umduğunu bulamamak.
Tuttuğunu koparmak
[D] Çok becerikli olmak. Giriştiği her işde başarı kazanmak. Elinden hiçbir şey kurtulmamak.
Tuz buz olmak
[D] Paramparça olmak. (Cam türü eşyalar için.) Kırılıp çok küçük parçalara ayrılmak.
Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur
[A] En küçük iyiliğini gördüğü kimseye karşı bir kötülük yapanı Tanrı hiçbir zaman affetmez.
Tuzağa düşmek
[D] Kandırılmak. Kendisi için hazırlanmış bir düzenden kurtulamamak.
Tuzla buz olmak
[D] Parça parça olmak, çok küçük parçalara ayrılacak biçimde kırılıp dağılmak.
Tuzlayayım da kokma
[D] Küçümsemek için söylenir. Bilmediğin hâlde bilir gibi davranmak istiyorsun, ben senin bu hâlini biliyor, görüyor seni küçümsüyorum, ayıplıyorum.
Tuzu kuru
[D] Hiçbir şeye aldırmıyor ilgilenmiyor, çünkü durumu çok iyidir. İşi gücü yerinde. Etrafındaki olaylardan kaygı duymuyor.
Tüccar züğürtleyince eski defter karıştırır
[A] Tüccarlar zor durumda kaldıkları zaman eski defterindeki alacaklarının peşine düşerler. Yaşlı kimseler, eski mevkilerini kaybetmiş kişiler, eski günlerini anlatarak, anarak huzur bulurlar rahatlarlar.
Tükürdüğünü yalamak
[D] Verdiği sözden dönmek. Vaad ettiklerini küçülmeyi göze alarak yapmamak, sözünü geri almak.
Tümen tümen
[D] Pek çok, fazlasıyla.
Tütünü tepesinden çıkmak
[D] Çok üzülmek, bir acı etkisiyle büyük üzüntü duymak, yanmak.
Türk gibi kuvvetli
[G.S] Tarih içinde bütün ulusların kabul ettiği Türk kuvveti kadar acı bir kuvvete sahip. Çok kuvvetli.
Türk gibi mert
[G.S] Sözüne güvenilir, hiçbir zaman sözünden dönmez, kötülük ve kalleşlik yapmaz, yiğit kimse.
Türk ihtiyarlasa da kılıcı ihtiyarlamaz
[A] Türk bedenen ihtiyarlasa da vatan savunmasında kılıç kullanmaya sıra gelince genç zamanlarında olduğu gibi kılıç kullanır.
Türk karır, kılıcı karımaz
[A] Her Türk yaşlansa bile kılıcını gençliğinde kullandığı gibi kullanır.