Aklını başına toplamak
[D] Düşünmeden yaptığı işleri bırakıp, mantıklı bir yol tutmak, akıllıca hareketler yapmak.
Akmasa da damlamak
[A] İş sahibinin geliri birdenbire kesilmez. Çok fazla kazanmasa da biraz kazanmaya devam eder. Bir dükkân belki çok iş yapmayabilir. Ama gelen birkaç müşteri dükkânın açık kalmasını sağlar.
Aklına gelen başına gelmek
[A] Olmasını istemediği bir olayın veya durumun daha kötüsü ile karşılaşmak.
Al Allahım kulunu, zapteyle delini
[D] Bir işin sonucunu düşünmeden o işe gireceğim diyen ve engel olunamayan, o işe mutlaka giren kimseler için söylenir.
Al kanlara boyanmak
[D] Ağır yaralanmak, her tarafı kana bulanmış olmak. Vurulup kanı akmak.
Al malın iyisini çekme kaygısını
[A] Her zaman iyi ve kaliteli mal almak lâzımdır. Ucuz diyerek kötü mal alırsak kısa zamanda kırılmalar, aksamalar olur. Bu da bizi devamlı meşgul eder. İşlerimizin randımanlı bir şekilde gelişmesine engel olur.
Alacağına şahin, vereceğine karga
[D] Alacağı olduğu zaman bütün imkânlarını kullanarak almaya gayret eder. Vereceği olduğu zaman ise vermemek için türlü bahaneler bulur.
Alan satan belli değil
[D] Karmakarışık. Kimin ne yaptığı belirsiz. Herkes kendi bildiği gibi hareket ediyor.
Alçak eşek binmeye, öksüz çocuk dövmeye kolay
[A] Koruyucusu olmayan, güçsüz kişileri korkutmak, hırpalamak, dövmek kolaydır. Kimse karışmaz, kimse arka çıkmaz.
Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır
[A] Kişi hayatını tanzim ederken kendine uygun bir yaşayış biçimi seçmek zorundadır. Çok yükseklerde veya çok aşağılarda görünmek pek çok sıkıntıları da beraber getirir. Orta bir yol tutmak en iyisidir.
Aldı ele, girdi yola
[D] İşin esasını kavradı. Konusunu anladı. İşin üzerinde durdu ve durmaya da devam ediyor, edecek.
Aldı fitili
[D] Birden kızdı, alevlendi, hareketlendi.
Âlem yapmak
[D] Zevkli ve eğlenceli toplantılar yapmak, eğlenmek, çok eğlenmek.
Âlemi nasıl bilirsin, kendin gibi
[Ö] Kişi başkaları hakkında karar verirken kendi duygu ve düşüncelerini ölçü olarak kullanmamalıdır. Kişinin duyguları her zaman çok iyi ve üstün olmayabilir. Hatta gelişmemiş bile olabilir. Bu da kişinin yanılmasına sebep olur.
Âlemin ağzı torba değil ki büzülsün
[A] Kişinin meydana getirdiği olayı görenler onu kendilerine göre yorumlarlar. Bu yorumlar, olayı yaratanın veya yaratanların hoşuna gitmeyebilir. Ama engel olmak imkânsızdır. Önemli olan tanık olduğumuz bir olayı saptırmadan aktarmak, yani dedikodu yapmamaktır.
Âlemin ağzına sakız olmak
[D] Yaptığı bir işten dolayı uzun zaman hakkında dedikodu yapılmak, söylenmek.
Âlemin maskarası olmak
[D] Herkes tarafından alaya alınmak, hakkında dedikodular yapılıp gülünmek.
Alet işler el övünür
[A] Kişi işinde ne kadar usta olursa olsun işini iyi yapabilmesi için aletlerinin de çok iyi olması gerekir. En güzel bir iş, bir eser, usta bir elden gelişmiş aletler yardımı ile çıkar.
Alı al moru mor
[D] Çok koşmaktan yüzü kızarmış, heyecan dolu, kıpkırmızı bir yüz.
Alıcı kuşun ömrü az olur
[A] Yırtıcı kuşların ömrü fazla değildir. İnsanlara kötülük yapan kimseler kısa zamanda bulundukları mevkilerini kaybederler.