Alın teri dökmek
[D] Çok emek harcamak, çok çalışmak. Bir işi iyi sonuçlandırmak için çok çalışmak.
Alın yazısı
[D] Şans, kader, talih.
Alın yazısı değişmez
[A] Kişinin doğuştan gelen bir alın yazısı vardır. Buna kader denir. Kişi ne yapsa kaderini değiştiremez.
Alıp yürümek
[D] Az zamanda çok ilerleme göstermek. İşinde hızla ilerlemek.
Alışmış kudurmuştan beterdir
[A] Kişi alıştığı işten bir türlü vazgeçmek istemez. Özellikle devamlı yaptığı işleri tutku hâline getiren kişiler bunu devamlı yapmak isterler.
Alicengiz oyunu
[D] Kurnaz ve hile dolu, düzen.
Alikıran baş kesen
[D] Zorba. Çevresinde kuvvet yolu ile etkili olmuş kimse.
Alkış tufanı
[S.G] Çok bol ve sürekli alkış. Etkileyici alkış.
Âlim unutmuş, kalem unutmamış
[A] Bilgiler mutlak surette yazılmalıdır. Akılda tutulmak istenen bilgiler zamanla unutulur veya insan ölür. Kendisi ile bütün bildikleri de yok olur. Oysa bilgiler yazılsa bilgili kişi ister sağ olsun, ister ölsün bu bilgilerden herkes yararlanır.
Allah dağına göre kar verir
[A] Tanrı kullarına, sorumluluğu, dert ve sıkıntıyı dayanacakları oranda verir. Tanrı kişiye verdiklerini kişinin kendisine karşı sevgisi ve kişinin yüreğinin temizliği oranında verir.
Allah doğruların yardımcısıdır
[A] Yaşamı boyunca hep doğru davranan yalan söylemeyen, ah almayan kişilere de Tanrı yardım eder. Onları darda bırakmaz.
Allah herkesin gönlüne göre verir
[A] Kişi gönlünden başkaları için iyilikler isterse Tanrı da ona iyilikler verir. Eğer kişi kıskançsa, başkalarının kötü olmasını istiyorsa Tanrı da ona zorluklar, problemler hatta kötülükler verir. Kişinin gönlünde diğer insanlar için hangi duygular varsa, Tanrı kişiye aynısını verir.
Allah ilmi dileyene, malı dilediğine verir
[A] Tanrı bilgili olmak için gayret sarfedene bilgiyi verir. Çalışmalarının sonunda kişiyi başarılı kılar. Ancak malı dilediğine, doğru, çalışkan kendinden aşağıda olanları düşünen, yardımsever kişilere verir.
Allah sabırlı kulunu sever
[A] İnsan için sabır en mükemmel bir huydur. Sabır ile sıkıntılar, güçlükler, dertler kolayca yenilir. Sabır kulun bir kalkanı gibidir. Bunun için Allah sabırlı kulunu sever. Kullar da sabırlı olmaya gayret göstermelidir.
Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin
[A] Maddî ve manevî imkânları kaybeden kimselerin başkasından yardım istemeleri çok ağır bir durumdur. Bunun içindir ki Tanrı kişiyi zor durumda bırakıp en yakınlarından bile bir şey isteyecek duruma getirmesin.
Allah sevdiğine dert verir
[A] Yüce Allah her şeyin kendinden geldiğine inanan, dertleri yakınmadan, serzenişte bulunmadan çeken, katlanan kimseleri mutlak mükâfatlandıracaktır. Bu sebeple Allah sevdiğine dert verir.
Allah son gürlüğü versin
[A] Allah yaşlılık günlerinde rahatlık, bolluk, mutluluk içinde bir ömür sürmeyi nasip etsin.
Alma mazlumun ahım, çıkar aheste aheste
[A] Başkalarına bilerek isteyerek kötülük yapıp onların kötü dualarını, ahlarını almak doğru değildir. Her şeyi bilen ve gören bir Tanrı vardır. Yapılan bu kötülüklerin cezasını günün birinde verecektir. Bu cezalar, yavaş yavaş yaptığımız kötülükler gibi bizi etkileyecek ömrümüzü karartıp, hayatımızı zehir edecektir.
Alnı açık yüzü ak
[D] Çok dürüst. Kimseden saklanacak bir durumu yok. Kimseden gizli bir şeyi yok. Temiz, doğru.
Alnı parlamak
[S.G] Zekâsı belirgin hâle gelmek, belli olmak. Dürüstlüğü, iyiliği, sevecenliği belli olmak. Benzerlerinin arasında başarıları ile belirgin bir yere gelmek, bilinmek.