Üstüne evlenmek
[D] Bir kadınla evli iken ikinci bir kadın almak, eve getirmek.
Üstüne gül koklamamak
[D] Sevdiğinden başka birini sevmemek. Karısından başka biri ile ilişkisi olmamak.
Üstüne güneş doğmamak
[D] Sabahleyin çok erken, güneş doğmadan kalkmak.
Üstüne mal etmemek
[D] Ödev olarak kabul etmemek. Kendini o işle ilgili görmemek.
Üzerine ölü toprağı serpilmiş
[D] Her olay karşısında uyuşuk, tepkisiz, hareketsiz.
Üstüne titremek
[D] Pek fazla ilgi, sevgi ve yakınlık göstermek, korumak. Korumakta titizlik göstermek.
Üstüne toz kondurmamak
[D] Bir şeyin her türlü kusurdan uzak olduğunu kabul etmek. Kusurlu olabileceğini düşünmemek, kusursuz kabul etmek.
Üstüne üstüne gitmek
[D] Tehlikesinden yılmayıp bir konu ile fazlaca uğraşmak, ısrarlı ve baskılı davranmak. Tekrar tekrar konuyu gündeme getirmek.
Üstüne yıkmak
[D] Bir suçu başkasına yüklemek.
Üstüne yürümek
[D] Karşısındakini korkutup sindirmek için saldırır bir biçimde davranmak. Tehdit etmek.
Üstünlük kompleksi olmak
[D] Kendisini, çevresinde bulunanlardan yukarıda görme durumu. Aşağılık duygusu içinde olmak.
Üşenenin (erinenin) oğlu, kızı olmamış
[A] İnsan bir varlık elde etmek istiyorsa tembel tembel oturmamalıdır. Evlenmeye bir türlü karar veremeye kimsenin evlâtları da olmaz.
Üveye etme, özünde; geline etme, kızında bulursun
[A] Öz çocuğunun bir gün öksüz kalacağını düşünerek üvey çocuğa kötü davranma. Kendi kızının gelin olduğu yerde kötü davranışlarla karşılaşmasını istemiyorsan sen de gelinine iyi davran.
Üzerinde kalmak
[D] Bir mal eksiltme veya arttırma sonucu kendine bırakılmak.
Üzerine sünger çekmek
[D] Bir işi unutmak, bilinçli olarak unutmaya karar vermek. Bir işi olmamış kabul edip unutmaya karar vermek.
Üzerine titremek
[D] Pek fazla ilgi, sevgi ve yakınlık göstermek, korumak. Korumakta titizlik göstermek.
Üzerine toz kondurmamak
[D] Bir şeyin her türlü kusurdan uzak olduğunu kabul etmek. Kusurlu olabileceğini düşünmemek, kusursuz kabul etmek.
Üzerine tuz biber ekmek
[D] Bir kimsenin acısını fazlalaştıracak, derdini derinleştirecek davranışlarda bulunmak.
Üzerine tüy dikmek
[D] Çok kötü olan bir durumu aptalca bir girişim yaparak çok daha kötü hâle getirmek.
Üzerine yıkmak
[D] Bir suçu başkasına yüklemek.