Şeytan kulağına kurşun
[D] Tanrı kötülüklerden saklasın, nazar değmesin anlamında; yolunda giden bir iş, bir konu için kullanılır.
Şeytana pabucunu ters giydirmek
[D] Kurnaz, hileci, aldatıcı olmak; çok kurnaz olmak.
Şeytana uymak
[D] Kötü yola sapmak, doğru yoldan ayrılmak, kötü işler yapmaya başlamak.
Şeytanın art ayağı
[D] Çok zeki, yaramazca çocuk.
Şeytanın bacağını kırmak
[D] Günah işlemekten, kötü işler yapmaktan kendini alıkoymak. Yapılamayan bir işi başlatmak, gidilemeyen bir yeri gidilir, gelinir hâle getirmek.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır
[A] Hilekâr, düzenbaz kimselerle ortak olanlar yapılan işin zararını yüklenirler. Kârını ortakları kapar.
Şık şık eden nalçadır, iş bitirince akçedir
[A] Kişinin yaşamında işlerin arzulanan sonuçlara göre bitmesi parasının yeterli veya fazla olması ile mümkündür. Paraya benzer, paraya bir iki yönüyle benzer başka şeyler hiçbir zaman onun yerine kullanılıp o işi bitiremezler.
Şifayı bulmak
[D] Hasta olmak, hastalanmak. (Hasta olmayı şaka yollu anlatmak için kullanılır.)
Şimşek çakmadan gök gürlemez
[A] Söylenen, konuşulan her olayın; arandığı zaman daha önce başka bir olaydan kaynaklandığı mutlak görülecektir. Bir büyük olay olmadan önce mutlak bir belirtisi olur.
Şimşekleri üzerine çekmek
[D] Tavır ve hareketleri ile pek çok kişiyi kızdırıp kendi üstüne saldırtmak.
Şirazeden çıkmak
[D] Yapılan işin amacından ayrılıp başka bir yön almak. Düzeni bozulmak.
Şişe çekmek
[D] Sırta tedavi için şişe yapıştırmak. (Akciğerin basıncını hafifletmek için içine pamuk yakılarak atılmak suretiyle havası alınmış bir özel şişeyi sırta yapışır duruma getirmek.)
Şom ağızlı
[D] Olayları kötü yorumlayan, felâket haberleri veren ve verdiği haberin hakikat olmasından korkulan kimse.
Şöyle böyle
[D] Yaklaşık olarak, çok iyi de değil kötü de, aşağı yukarı.
Şöhret felâkettir
[A] Ünlü olmak dış görünüşü ile güzel bir şeydir. Ama ünlüden pek çok şey istenir* ünlünün hayatı kısıtlıdır, özgürlüğün tadını çıkaramaz. Ünü onu birçok sıkıntılara sokmuş olur.
Şubatın sonundan, martın onundan kork
[A] Şubatın sonunda, martın onunda uzun yıllar denenmiş hava hareketleri, değişimleri olur. Bugünler soğuk, fırtınalı geçer.
Şundan bundan söz etmek
[D] Amaçlanmadan, rastgele konularda belli belirsiz şeylerden konuşmak.
Şunun şurası
[D] Az bir şeyi bildirmek için kullanılır. Az kaldı.
Şüyuu vukuundan beter
[D] Duyulması, oluşmasından meydana gelmiş olmasından daha kötü olan durum.