Sözü çevirmek
[D] Sözün sonuçlarının kötü olduğunu anlayıp sözü başka yöne, tarafa döndürmek, anlamını değiştirmeye çalışmak.
Sözü sözüne uymaz
[D] Bir söylediği diğer söylediğini tutmaz, diğer söylediğine uymaz.
Sözüm meclisten dışarı
[D] O konu hakkında söyleyeceklerim kaba sözlerdir, bu sözleri söyleyeceğim için özür dilerim.
Sözüm yabana
[D] Söylediklerimden burada bulunanlar etkilenmesin, sözlerim burada olmayan diğer kişileri hedef almaktadır.
Sözünü balla kestim
[D] Sözü kesmek zorundaydım, beni bağışlamanızı, hoş görmenizi dilerim.
Sözünün eri olmak
[D] Verdiği sözü her ne durum olursa olsun yerine getirmek. Sözünü tutmak.
Söz vermek
[D] Konuyu kabullendiğini kesin bir dille ifade etmek. Sözünü yerine getireceğini kesin bir dille söylemek.
Söz yok
[D] Eleştirecek, ele alınacak bir tarafı yok gibi. Kusursuz.
Su akar deli bakar
[D] Her iş zamanında yapılmalıdır. Zamanında yapılmayan işler fayda vermez. Yapılacak işin yerini ve zamanını iyi seçmelidir.
Su akarken testiyi doldurmalıdır
[A] İnsan eline fırsat geçtiği zaman ondan yararlanmasını bilmelidir. Özellikle elindeki fırsatlardan yararlanıp geleceğe imkânlar hazırlayan kimseler, ileriki yıllarda rahat ederler.
Su, aktığı yere akar
[A] Daha önceleri yaptığımız yararlı işlerin sonunda elde ettiğimiz güzel durumlar ilerde bir gün yararlanmamız için yine karşımıza çıkabilir.
Su başından bağlanır(kesilir)
[A] Karşımıza çıkacak problemleri o problemlerle uzun uzun uğraşarak değil, problemin kökenini bulup orada hâl yolu aramakla haledebiliriz. Her işi tam yetkilisini bulup haletmeye çalışırsak daha kolay sonuca varmış oluruz.
Su bulanmayınca durulmaz
[A] Bir konuyu çözüme ulaştırmak istiyorsak üzerinde uzun uzun araştırma yapmalı, çalışmalı, meseleyi karıştırmalı, böylece iyi ve kesin sonuca varmalıdır.
Su gibi akmak
[D] Zaman için, çabucak geçmek. Bir yere, kişiye bol para; gelir gelmek.
Su dökmek
[D] Çiş yapmak.
Su gibi aziz ol
[D] Sen de getirdiğin nimet gibi değerli ol, mutlu ol.
Su gibi ezberlemek
[D] Yanlışsız ve hızlı bir biçim okuyacak şekilde ezberine alıp istendiğinde tekrar etmek.
Su gibi gitmek
[D] Çok fazla harcanmak, çok çok, bol bol harcanmak.
Su içene yılan bile dokunmaz
[A] Su kişinin doğal ihtiyacıdır, en önemli ihtiyacıdır. Bunun için bu ihtiyacını gideren kimselere düşmanları bile kötülük etmekten çekinirler.
Su katılmamış
[D] Bozulmamış, saf, katkısız, halis. Kendine ait özel durumunu koruyan.