Siyah inekten beyaz süt sağılır
[A] İnsanların dış görünüşüne değil, içine, cevherine bakılmalıdır. Esas olan kişinin içi, yeteneği, becerisidir.
Sizden iyi olmasın
[D] (Bir topluluğa bir kişi tanıtılırken) Çok değerlidir. En az sizin kadar iyidir. Siz çok iyisiniz.
Sizlere ömür
[D] Bahsettiğiniz kimse öldü. Tanrısına kavuştu.
Sofrada elini, mecliste dilini kısa tut
[Ö] Sofrada pek çok kimse vardır, aç olsak bile yemeklere hızla saldırırsak aç gözlü derler ve küçümserler. Bir toplantıda ise her söze katılıp ukalalık etmek insanın küçümsenmesini sağlar. Toplu yerde gerekmediği zaman konuşmak hatalı olur.
Soğan yemedim ki ağzım koksun
[D] Yaptığım işler kötü değildir, kimsenin zararını amaçlamamıştır. Bunun için yaptıklarımın sonucundan korkmaya da gerek yoktur.
Soğanın acısını yiyen bilmez doğrayan bilir
[A] Bir iş yapılıp sonuca erdirilirken çok sıkıntı çekilir. Ama iş sonuca erince bunu kullanan, bundan yararlanan kimseler bu iş elde edilinceye kadar çekilen sıkıntının farkında bile değildirler.
Soğukkanlı
[D] En kötü olaylar karşısında bile duygularını belli etmeyip heyecana kapılmayan.
Soğuk nevale
[D] Sevimsiz. Davranışları ile kendini sevdirememiş.
Sokağa düşmek
[D] Kötü yollara sapmak. Bütün kişilerin istifadesine açık olmak. Orta malı olmak.
Sokak süpürgesi
[D] Devamlı sokaklarda gezen kimse. Sürtük kadın.
Solda sıfır
[D] Değersiz. Önemi olmayan. Değerini yitirmiş.
Soluğu kesilmek
[D] Nefes alamaz duruma düşmek. Hiç gücü takati kalmamak.
Soluk aldırmamak
[D] Acele ettirmek. Dinlenmesine fırsat tanımadan çalıştırmak.
Son gülen iyi güler
[A] Bir konuda yapılan çalışmalar olumlu sonuca varmışsa sıkıntıların yerini sevinçler alır.
Son kozunu oynamak
[D] Akla gelen en son çareye başvurmak, son imkânı kullanmak.
Son pişmanlık fayda vermez
[A] Bir işe girişirken iyice düşünmek gerekir. Çok düşünülmeden yapılan işlerin sonucunda oluşan kötü hadiselerden geri dönmek mümkün değildir. Sonunda pişman olmak bir değer taşımaz.
Sona kalan dona kalır
[A] Yapılacak her işin bir zamanı mutlak vardır. Vaktinde ele alınmayan işler başarılı sonuç veremezler.
Sonradan görme
[D] Zenginliğini sonraki yıllarda kazanıp, kendini kibar göstermeye çalışan kimse.
Sonunu getirememek
[D] Başladığı bir işi güzel bir başarı ile sonuçlandıramamak.
Sora sora Bağdat(Kâbe) bulunur
[A] Bilmediklerimizi yerinde, zamanında bir bilene sorarsak istediğimizi çabuk elde ederiz. Bilmediğimiz her şeyi sormak gerekir. Sıkılmak, utanmak çözüm yolu değildir. Bizi başarıya götürmez.