Ruhunu teslim etmek
[D] Ölmek. Hayattan ayrılmak. Ebedî hayata geçmek.
Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar
[A] Rüşvet, bir işi çıkar karşılığı, hak yolundan, doğru yoldan ayırıp rüşveti verenin istediği gibi yapmak demektir. Doğru yoldan ayrılan, görevini, şerefini, dinî inancını, insanlığını rüşvet için feda eden kişiden her kötülüğü beklemek gerekmektedir.
Rüya görmüşe dönmek
[D] Var olan her şey yok olmak, sanki hiç olmamış, yaşanmamış, kullanılmamış gibi olmak. Bitmek, son bulmak, kaybolmak.
Rüyasında görse hayra yormamak
[D] Hiç aklından geçirmemek, aklından, hayalinden geçirmemek. Gerçekleşebileceğini hiçbir zaman düşünememek.
Rüzgâr eken, fırtına biçer
[A] Etrafında bulunanlara her zaman kötülük yapan, hele bu kötülüğü çıkar sağlamak için yapan kimseler sonunda mutlaka büyük kötülüklerle karşılaşırlar. En büyük zararlara da uğrarlar.
Rüzgâra karşı tüküren kendi yüzüne tükürür
[A] Kendi gücünün üstünde bir güç ile uğraşmak isteyen kimseler bu mücadeleden sonunda kendileri ziyanlı çıkarlar.
Rüzgâr gelecek delikleri kapamak
[D] Bir işde çıkabilecek tehlikeleri önlemek için önceden önlem almak. Tedbirli hareket etmek.
Rüzgâr esmeyince yaprak oynamaz
[A] Meydana gelmiş hiçbir olay sebepsiz değildir. Mutlak bir sebebi vardır. Görünmese de incelendiğinde ortaya çıkacaktır.
Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur
[A] Toplumun genel gidişine uymayan kişi zorluklarla karşılaşır, yıpranır, başarısızlığa uğrar. Topluma uymak genel kural olmalıdır.
Rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu
[A] Rüzgârda kuytu bir yer bulmak rahatlıktır. Yağmurlu havada ise uyumak huzur ve mutluluk verir.