Maaş bağlanmak
[D] Kendisine aylık veya yıllık bir gelir verilmek, tahsis edilmek.
Madalyanın ters yüzü
[D] Olumlu ve iyi görünen bir durumun, düşünülmesi gerekli diğer bölümleri. Çözülmüş gibi görünen bir problemin çözüm bekleyen diğer tarafları.
Madik atmak
[D] Hile yapmak, aldatmak, zarar ve ziyana sokmak.
Mahalle karısı
[D] Terbiyesiz, şirret, kavgacı kadın.
Mahallebi çocuğu
[D] Çok nazlı büyütülmüş, dayanıksız, beceriksiz çocuk.
Mahalleyi ayağa kaldırmak
[D] Gürültü edip etrafı rahatsız ederek telâşlandırmak. Gürültü patırtı etmek.
Mahkeme duvarına benzemek
[D] Utanması kaybolmak. Utanılacak şeyler söylenildiği, konuşulduğu hâlde etkilenmemek.
Mahkeme kadıya mülk değil
[A] İnsan yaşamı süresinde güçlü makamlara gelebilir. Böyle makamlara gelince böbürlenmemeli, etrafındakileri küçük, kendini büyük görmemelidir. Çünkü gün gelecek bu makamı bırakmak zorunda kalacaktır. Makamında etrafındakileri küçük gören, kıran kimseler makamlarından ayrıldıklarında kendileri de etrafındakiler tarafından küçümsenecektir.
Mahkemeye düşmek
[D] Meydana gelen anlaşmazlık sebebi ile iki tarafın bu anlaşmazlığı çözmek için mahkemeye başvurması. Mahkemelik olmak.
Mahşer midillisi
[D] Boyu kısa, lâf taşıyan, fitne yapan.
Makable şamil olmak
[D] Kabul edildiği tarihten önceki zamanlarda da geçerliliği olmak.
Makaraları koy vermek
[D] - yıp kahkahalarla gülmek. Gülmekten kendini alamamak.
Makbule geçmek
[D] Beğenilmek işe yaramak.
Maksadı üzüm yemek değil, bekçi dövmek
[D] Çok önemli işleri varken onlarla uğraşmıyor, gereksiz çalışmalarla vakit harcıyor.
Mal adama, hem dost, hem düşmandır
[A] Mal insanı rahat ve huzurlu yaşattığı için dosttur. Kişinin dengesinin bozulmasını sağlar. Mala göz dikenler mal sahibini tehdit eder, öldürebilirler bile. Bunun için mal aynı zamanda düşmandır.
Mal bulmuş Mağribi gibi
[D] Çok büyük bir fırsat elde etmiş ve bundan yararlanmaktan duyulan hırs ve mutlulukla.
Mal canlısı
[D] Malı, maddeyi çok seven.
Mal canı kazanmaz, can malı kazanır
[A] - mamalıdırlar. Kişi sağlıklı olursa mal kazanması, pek çok kazanması mümkündür. Ama sağlığını kaybederse mal da kazanamaz olur. Bunun için sağlığımız için malımızı harcamaktan çekinmemek lâzımdır.
Mal canın yongasıdır
[A] Can her şeyden kıymetlidir. Ama zorluklarla elde edilen mal da cana yakın değer taşır. Bunun içindir ki kimse malının boş yere kaybolmasına, elinden alınmasına tahammül edemez, katlanamaz.
Mal etmek
[D] Belli bir masraf ile sağlamak. Kendisinin olmayan bir malı sahiplenmek.