Laçka olmak
[D] İşe yaramaz olmak. İşlemez durumda olmak.
Lâf ağzında kalmak
[D] Söylemek istediğini tam söyleyip bitirememek, sözü söyleyip bitirmeye vakit bulamamak.
Lâf atmak
[D] Bir başkasına dokunacak şekilde sözler söylemek. Çene çalmak.
Lâf dinlemek
[D] Söz tutmak. Söylenenleri yerine getirmek.
Lâf ebesi
[D] Çok söz söyleyen, herkese söz yetiştiren kimse.
Lâf lâfı açar
[A] Karşılıklı konuşmalarda konuşma bir süre uzadığı zaman sözden başka söze geçilmeye başlanır. Başlangıçta hiç düşünülmeyen konulara kadar söz uzar gider.
Lâf ile peynir gemisi yürümez
[A] Bir kimsenin kendini övmesi ile, söz ile gereken işde gereken sonuçlar alınmaz.
Lâf işitmek
[D] Paylanmak, azarlanmak.
Lâf olsun diye
[D] Âdet yerini bulsun gibisinden.
Lâf söyledi balkabağı
[D] Anlamı olmayan, ipsiz sapsız sözler söyleyenler için kullanılır.
Lâf taşımak
[D] Bir kişi aleyhinde söylenmiş ve gizli kalması gereken konuşmaları o kimseye iletmek.
Lâf torbaya girmez
[A] Bir konu hakkında konuşurken iyice düşünmeliyiz. Ağzımızdan çıkan bir sözü geriye çevirmemiz, saklamamız mümkün değildir.
Lâfa tutmak
[D] Bir kimseyi konuşarak alıkoymak, konuşmayı uzatmak.
Lâfı ağzına tıkamak
[D] Söylenen söz bitmeden, (karşıdakinden gelen tepki ile) sözün sonunu getirmeyip, susturmak.
Lâfı ağzından çıkarmak
[D] Sözü söylemek. Söyleyivermek. İstemediği şeyi söyleyivermek.
Lâfı ağzında kalmak
[D] Sözünü bitirememek.
Lâfı çiğnemek
[D] Anlatılmak isteneni bir şekilde açık biçimde söyleyememek. Gevelemek.
Lâfı mı olur?
[D] Pek önemli değil. Ondan önemlileri pek çoktur.
Lâfın iyisi şaka ile söylenir
[G.S] Bir kimseye bir şeyi söylemek istiyorsak onu kırmadan, sıkmadan söylemek en doğru yoldur. Bu da şaka ile olur.
Lâfla peynir gemisi yürümez
[A] Çalışmadan, gerekiyorsa kapital olmadan sonuç almak, söz ile işleri yürütmek mümkün değildir.