Kendini dev aynasında görmek
[D] - kesden büyük görmek, büyük sanmak. Olduğundan büyük gibi görüp, göstermeye çalışmak.
Kendisi muhtacı himmet bir dede, nerde kaldı gay-rıya himmet ede
[D] Kendisi yardım bekler hâldedir. Bir başka kimseye yardımda bulunması mümkün değildir, düşünülemez bile.
Kene gibi yapışmak
[D] Yakasını hiç bırakmamak. Musallat olmak.
Kerem gibi yanmak
[D] Kimsenin yardımı olmadan derdi ile sıkıntılar içinde kalmak. Derdine derman olunamamak, bulunamamak. Aşk ile yanmak.
Keremin arpa tarlası gibi yanmak
[D] Çok büyük ve karşılıksız bir aşk içinde bulunulduğunu anlatmak için kullanılır.
Kesenin ağzını açmak
[D] Para harcamaya başlamak, çok para harcamaya başlamak.
Keskin sirke küpüne zarar verir
[A] Keskin, etkili sirke nasıl kabını yıpratırsa, öfkeli, sinirli kimselerin de yaptıklarının zararı kendilerine dokunur. Sağlık ve ruh dengesi kısa sürede bozulur. Doğru karar veremez duruma gelir.
Kestane kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş
[D] Kendisini büyütüp, yetiştirip, adam edip, zengin ve şöhretli yapanları, bugünkü durumunu borçlu olduğu kimseleri beğenmeyip eleştiriyor.
Keyfi kaçmak
[D] Neşesini herhangi bir sebeple kaybetmek. Neşesi kaybolmak.
Keyfini çıkarmak
[D] Neşesinden istifade etmek. Yavaş yavaş sindire sindire keyfine, neşesine varmak.
Keyfinin kâhyası olmamak
[D] Kimsenin onun yaptıklarına karışmaya hakkı bulunmamak. Dilediğini yapmakta kendini serbest hissetmek.
Kıç atmak
[D] Çifte atmak. Arka ayakları ile tekmelemek.
Kıç üstü oturmak
[D] Bir şey yapamaz durumda kalmak. Çaresiz vaziyette kalmak.
Kıçı kırık
[D] İlgi çekmeyen, önemsiz.
Kıçını yırtmak
[D] Bağırıp çağırmak. Bir işi ille de ben yapacağım diye büyük gayret sarf etmek.
Kıl kuyruk
[D] Züğürt ve kılığı kıyafeti yerinde olmayan.
Kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz
[A] İnsanlar kendilerine örnek olarak iyi kimseleri seçmelidirler. Bu seçimde çok titiz davranmak gerekir. Kötü kişileri örnek alıp onların peşinden giden kimselerin başları dertten, sıkıntıdan hatta felâketten hiç kurtulmaz.
Kılı kırk yarmak
[D] En küçük ayrıntısına varıncaya kadar titizce incelemek.
Kılıç yarası iyileşir, dil yarası iyileşmez
[A] Kılıç yarası ne kadar derin olursa olsun etkili bir bakım ile iyileşir. Ama kötü sözün içimizde açtığı yarayı iyileştirmeye imkân yoktur. Çünkü dilin açtığı yara doğrudan, en hassas yerimiz olan kalbimizi etkiler.
Kır atın yanında duran ya huyundan ya tüyünden
[A] insanlar kiminle arkadaşlık ederlerse onun huylarını alırlar, onun gibi davranırlar. Arkadaşlarınızı iyi seçmelisiniz.