Kaşık ile yedirir, sapı ile gözünü çıkarır

[D] Büyük bir özveri ile yapılan iyilikten sonra umulmayacak kötülük yapmak. Yapılan iyiliği sıfıra indirecek bir kötülük yapmak.

Katır inadı

[D] Büyük inat, bir türlü iyiye döndürülemeyen, yumuşatılamayan direnme.

Katrandan olmaz şeker, olsa olsa cinsine çeker

[A] Kötü soydan gelen bir kimseyi iyiye yöneltmenin imkânı yoktur. O cinsine çekecektir. Düzeltmek için yapılan uğraşmalar boşa gidecektir.

Kavak ağacından odun, halayıktan kadın olmaz

[A] Kavak ağacı dayanıksız bir ağaç olduğu için odun olarak kullanılamaz. Hizmetçi ise ev hanımlığı için gerekli nitelikleri taşımadığı için ev kadını olarak alınması doğru değildir.

Kavak yaprağını tepeden dökerse kış çok olur

[A] Ataların tecrübelerine değer vermek lâzımdır. Bunlar uzun yılların denenmiş ispatlanmış sözleridir. Kavak ağacının yapraklan üst taraftan dökülmeye başlarsa o yıl kış mevsiminin uzun ve zorlu geçeceği anlaşılır.

Kaynana dırıltısı

[D] Bir sapın etrafında bulunan dişli bir tahtanın dönmesi ile çıkan huzur bozucu sesler. Yerinde kullanılmayan sinir bozan sözler.

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez

[A] Bir işden bir yerden büyük çıkarlar bekliyorsak bunlar için ufak tefek harcamalar yapmak, o tarafa hoş görünmek gereklidir.

Kazı koz anlamak

[D] Bir konuyu, bir şeyi olduğu gibi değil de ters anlamak, ters yorumlamak. Yanlış anlamak.

Kazın ayağı öyle değil

[D] Bahsedilen o konunun bilinen yönlerinden başka yönlerinin de bulunduğunu bilmekte yarar vardır. Bildiğiniz gibi değil. Başka yönleri de var.

Kazma elin kuyusunu kazarlar kuyunu

[A] Başkaları için kötülük düşünen kimse önce kendisi kötülüklere uğrar. Başkaları için tuzak kuran o tuzağa önce kendisi düşer.

Keçi inadı

[D] Çok büyük, yumuşatılamayan direnme.

Keçi sakalı

[D] Çene altında bulunan uzun ve sivri sakal.

Kedi ciğere bakar gibi

[D] Arzulayarak, imrenerek bakmak. İştah ile bakmak.

Kedi erişemediği ciğere pis der

[A] İnsanlar elde edemeyeceklerini anladıkları şeyler hakkında kötü konuşurlar. Onları kötülemekte bir sakınca görmezler. Çekinmeden, insan olduklarını dahi unutarak kötü sözler söylerler.

Kedi gibi gözlerini yumarak yemek

[S.G] Kendisine yapılan yardımı, iyiliği görmezden gelmeye çalışmak.

Kedi kabahatini örter gibi

[D] Yapılan bir hatayı kimseye göstermeden acele bir şekilde gizlemeye çalışmak.

Kedi ne budu ne

[D] Kendisi aciz ve zavallı bir kimsedir, ondan büyük bir şey ummak, beklemek doğru değildir.

Kefeni yırtmak

[D] Ağır hasta için, ölüm tehlikesini atlatmak.

Kehribar gibi sarı

[D] Çok sarı, koyu sarı, siyahı andırır sarı.

Keklik gibi sekmek

[S.G] Zarif, hızlı ve alımlı bir şekilde yürümek.
Sitesi.WEB.TR © 2010 - 2021
Toplam 19 sayfadan 6. sayfadasınız, sayfaya git: Önceki, 4, 5, 6, 7, 8, Sonraki