Kulağına kar suyu kaçmak
[D] Büyük bir telâş içinde, zor bir duruma girmek, böyle bir duruma girecek haber almak.
Kulağına koymak
[D] Bir kişiye bir fikri aşılamak. Bir kimseye ilerde kullanması için bir şeyler söylemek, bir şeylere alıştırmak.
Kulağına kurşun akıtmış
[D] Sağır olmak. Söylenenleri duymamak, anlamamak.
Kulağına küpe olmak
[D] Başa gelen bir olaydan unutulmayacak bir ders almak.
Kulağını açmak
[D] Söylenenleri dikkat ile dinlemek. İyice dinlemek.
Kulak çınlamak
[D] Başkaları tarafından iyi duygularla anıldığının farkına varmak.
Kulak dolgunluğu
[D] Bir bilginin işitilerek kulakta kalması. Azar azar da olsa işitilerek akılda tutulan bilgi.
Kulak kabartmak
[D] Belli etmeden dinlemeye çalışmak.
Kulak kesilmek
[D] Çok dikkatle, bütün dikkati ile dinlemek.
Kulak misafiri olmak
[D] Yakınında konuşulan sözleri ister istemez dinlemek.
Kulak vermek
[D] İlgi ve merakla dinlemek.
Kulakları dolmak
[D] Bir konuyu pek çok dinlediği için bıkkınlık gelmek.
Kulaklarını tıkamak
[D] Dinlememek, dinlemek istememek.
Kulaktan dolma
[D] Başka kimselerden işitilmek: yoluyla elde edilen bilgi.
Kulaktan kulağa
[D] Birbirine gizlice söyleyerek. Bir kimse diğerinin kulağına söylemek yoluyla.
Kum gibi kaynamak
[D] Pek çok kalabalık olmak.
Kuma gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş
[A] Kuma bir erkeğin evlendiği ikinci, üçüncü vb. kadınlara denir. Elti ise erkek kardeşlerin karılarının birbirlerine göre durumlarıdır. Bir evde kuma varsa son söz evin erkeğinin olacağından kumaların biri arada bulunmaları, anlaşmazlıklarını çözmeleri mümkün olacaktır. Ama eltilerin her birinin kocaları ayrı olduğu için tutumları ayrı olacaktır. Bir birlik elde edilemeyeceğinden eltilerin bir evde oturmaları, kavgasız gürültüsüz geçinmeleri mümkün değildir.
Kumda oynamak
[D] Çok arzu ettiklerini elde edememek.
Kumpas kurmak
[D] Birisini kötü bir duruma düşürmek için tuzak kurmak, hazırlık yapmak.
Kurban eti ile köpek avlanmaz
[A] Toplumda faydalı olan şeylerin bazen her kişi tarafından kullanılması zarar getirir. Bu şeyler tam güvenilir kimselerin elinde bulunmalıdır. Bir işde tam başarı; gereken her şeyin tam ve zamanında gelmesi ile mümkündür. Böyle olmazsa başarı da tam olamaz.