Kim kime, dum duma
[D] Hiç kimsenin birbirinden haberi olmamak.
Kim vurduya gitmek
[D] Büyük bir kalabalıkta kimin vurduğunun kimin öldüğünün, öldürdüğünün belli olmaması.
Kime hacı desem, haçı koltuğundan çıkar
[D] İyi insan deyip yardım ettiğim bütün kimseler kötü çıkıyor.
Kimi nalına vurur, kimi mıhına
[D] O konu hakkında her kimse başka bir fikir ileri sürüyor. Olumlu yönlerini söyleyen de var, tam tersine olumsuz yönlerini söyleyen de var.
Kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır
[D] Bulunduğu toplumda hangi taraftan çıkar elde ederse o tarafın istediği gibi hareket eder.
Kimine sivrisinek saz, kimine davul zurna az
[A] Bazı kimseler ufak bir uyarı ile doğru yolu bulurlar, uslanırlar. Bazıları ise ne kadar açık ve etkili söylense de aldırış etmezler, etkilenmezler, anlamazlar.
Kirli çamaşırları meydana çıkmak
[D] Kusurları, bilinmeyen kusurlu tarafların ortaya çıkması, söylenmesi.
Kirli çıkın
[D] Başkalarına parası olmadığı hissini verdiği hâlde yüklü parası bulunan kimse. Cimrilik ederek para biriktirmiş.
Kişi doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşar
[A] İnsanlar doğup büyüdükleri yeri sever ve özlemini duyarlar. Ancak orada geçinmeleri mümkün değilse ekmek parası kazanacak yer ararlar, buldukları yer de artık yaşamlarını sürdürecekleri yer olur. Orada yaşarlar.
Kişi haddini bilmek gerek
[Ö] İnsanlar nerede konuşulacağını nerede susulacağım bilmelidirler. Bilgisinin görgüsünün elverdiği kadar konuşmalıdır. Böyle yapılırsa sevilen sayılan kişilik kazanılır.
Kişi refikinden azar
[A] İnsanı iyi ve kötü yola sürükleyen arkadaşıdır. İyi arkadaş iyi yola, kötü arkadaş kötü yola sürüklenmeye neden olur.
Kişinin ayıbını bir avuç toprak örter
[G.S] İnsan hayatta ne kadar olumsuz davranışlarda bulunursa bulunsun, herkesin yüz karası olsa dahi öldüğü zaman her şey biter. Bir daha da söylenmez, hatırlanılmaz olur.
Kişinin çektiği dili belasıdır
[A] İnsanlar ağızlarından çıkan sözlere her zaman çok dikkat etmelidirler. Düşünülmeden söylenen bir söz insanın başına türlü dertler açabilir.
Kişinin kendine ettiğini kimse etmez
[A] İnsanlar ağızlarından çıkan sözlere her zaman çok dikkat etmelidirler. Düşünülmeden söylenen bir söz insanın başına türlü dertler açabilir.
Kişinin kendine ettiğini kimse etmez
[A] Düşüncesizlikten ve tedbirsizlikten insanoğlunun başına öyle büyük dertler açılır ki düşmanları bile böyle bir kötülüğü yapmayı akıl edemezler.
Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi
[A] Başkaları hakkında karar verirken alışık olduğumuz ölçülerimizi kullanırız. Ama her zaman bu ölçünün doğru olmayacağını bilmek gerekir. Bir kimse hakkında karar verirken kendi kurallarımıza göre değil, daha geniş ve etraflı düşünüp karar vermek bizi hata yapmaktan korur.
Kitaba el basmak
[D] Yemin etmek. Kutsal kitabı üzerine elini koyarak yemin etmek.
Kitabına uydurmak
[D] Kanunsuz bir işi kanunlara uygunmuş gibi göstermek.
Kocakarı ilâcı
[D] Halk arasında kullanılan çok kere fayda yerine zarar getiren tedavide kullanılan madde.
Kocakarı masalı
[D] Boş sözler, değersiz sözler.