Kabahat da gizli olmalı, ibadet de
[A] Yapılan bütün işlerde işin özüne inmeye gayret etmelidir. Başkalarına gösteriş için yapılan hiçbir işden, davranıştan iyilik, hayır beklemek mümkün değildir.
Kabahat ölende değil, öldürendedir
[A] Yapılan her işde karşımızdakini aşırı sinirlendirmekten sakınmalıyız. Karşısındakini söz ve hareketleri ile aşırı tahrik eden kimse, onun hücumlarına karşı çaresiz kalabilir. Hatta ölebilir de. Bunun nedeni kendini kaybedip bu cinayeti işleyende değil, onu da o derecede tahrik edip cinayeti işletendedir.
Kabak başında patlamak
[D] Pek çok kişi tarafından işlenmiş bir suçun cezasını bir kişinin sırtına yüklemek.
Kabak çiçeği gibi açılmak
[D] Daha önce kapalı çekingen bir durumda iken çok az bir zaman sonra etrafındakilerin dikkatini üzerine çekecek kadar aşırı davranışlar göstermek.
Kabak tadı vermek
[D] Tekrar tekrar ortaya konan bir konunun bıkkınlık verir duruma gelmesi. Usandırmak.
Kabasını almak
[D] Pürüzlü yerlerini düzeltmek, çıkıntılarını düzlemek.
Kabir azabı
[D] Pek çok sıkıntı. Sıkıntılı bir hayat.
Kabuğuna çekilmek
[D] Etrafı ile ilgisini kesip kendi hâlinde bulunmak. Kimse ile görüşmemek.
Kabul olmayacak duaya amin demek
[D] Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir olaya olacak gözüyle bakmak. Olacağına inanmak.
Kaçan balık büyük olur
[A] Kişi elindeki imkânları iyi ve zamanında kullanmasını bilmelidir. Zamanında kullanamaz ve fırsatı kaçırırsa küçük bir fırsatı büyükmüş gibi gösterir ve boyuna aynı şeyleri söyler. Çünkü fırsatı değerlendirememenin ezikliğini hisseder durur.
Kaçın kurası
[D] Birçok olaya şahit olmuş, aldatılması çok zor, tecrübeli kimse.
Kaçmaktan kovalamaya eli değmemek
[D] Önemli işleri yapmak mecburiyeti olduğu için daha az önemli işler ile ilgilenememek.
Kaderine küsmek
[D] Yapılan her işde talihinin yardımını görmediğini söylemek, sızlanmak. Talihini suçlamak. Talihinin yardımını görmediğini söylemek, sızlanmak. Talihini suçlamak. Talihinin getirdiklerini kabul etmek.
Kadı anlatana göre fetva verir
[A] Herkes bildiğini gördüğünü doğru ve eksiksiz olarak söylemelidir. Çünkü dinleyen, olayı görmeyen kimseler anlatılana göre karar verirler.
Kadı ekmeğini karınca yemez
[A] Kadı kanunların uygulayıcısı olduğu için kimse onun malına dokunamaz. Sonucunun kötü olacağını bilir. Kadılar hakkın, kanunun, düzenin temsilcisi ve uygulayıcısı oldukları için kimse onların mallarına kötü gözle bakmaz, bakamaz.
Kadın kadıncık
[D] Evinin işini kendi yapan, tutumlu, iyi giyinen saygın ev hanımı.
Kadın kocasını isterse vezir, isterse rezil eder
[A] Terbiyeli, edepli ve tutumlu kadın toplum içinde kocasını yükseltir, mal varlığını çoğaltır. Terbiyesi kıt, edepsiz ve tutumlu olmayan kadın da toplumda kocasının küçük düşmesine neden olur. Onun fakir kalmasını da sağlar.
Kadınlar hamamına dönmek
[D] Herkesin hep birden konuşması ile ortalığın gürültülü hâle gelmesi, kimsenin kimseyi anlayıp dinleyememesi.
Kadir gecesi doğmuş
[D] Çok şanslı bir kimse, her işi yolunda gidiyor.
Kafa dengi
[D] Hareketleri uyumlu, etrafındaki kimselerle iyi geçinen kimse, kimseler.