İki cambaz bir ipte oynamaz
[A] Kurnaz ve hileci kişiler bir konu üzerinde karşılaştıkları zaman birbirlerini yenmek için akıllarına gelen ne varsa, bütün düzenlerini kullanırlar. Bu durum, sonunda iki tarafa da ziyan verir.
İki çıplak bir hamama yakışır
[A] Evlenecek veya iş kuracak kimselerin ikisinin de parasız olması evliliğin de işin de daha baştan iyi olmamasına neden olur. Bunlardan hiç olmazsa birinin imkânları olursa durum kurtarılmış, evlilik veya iş sağlam bir temele oturtulmuş olur.
İki deliye bir akıllı
[A] Birbirine ters düşen, birbirini anlamayan iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir. Böyle bir kimse olmazsa iki kişi arasındaki olaylar büyük problemlere dönüşür.
İki dinle bir söyle(işit)
[A] Başarı bize söylenenlerin iyi anlaşılması ve gerekli işlemin yapılması ile mümkündür. Bu da iyi dinlemekle olur. Karşımızdakinin sözlerini ne kadar çok olursa olsun iyi dinlersek cevap olarak söylediğimiz sözler yerinde olur. Bilmeden, dinlemeden konuşmak kişiyi her zaman hata yapmaya götürür. Yanlış yaptırır, küçük düşmesine neden olur. Fazla ve lüzumsuz konuşmak kişiye fayda sağlamaz.
İki dirhem bir çekirdek
[D] Çok temiz, güzel, göz alıcı biçimde giyinmiş ve etrafına kırıtarak bakıyor, kırıtıyor.
İki el bir baş içindir
[A] İnsanın iki eli bir başı vardır. İki el çalışıp insanın yaşamını sürdürmesini sağlar. Kişi tembellik etmezse yaşamı mutluluk içinde çalışarak geçer başkalarından yardım beklemez.
İki eli böğründe kalmak
[D] Çaresiz bir durumda kalmak. Ne yapacağını şaşırmak, bilememek.
İki eli kızıl kanda olsa
[D] Elindeki iş ne kadar önemli ve değerli de olsa.
İki eli yağlı kara
[Ö] Yalancı ve iftiracı. Başkalarına çekinmeden iftira atan, karalayan.
İki eli yakasında olmak
[D] öbür dünyada hakkını ister durumda olmak. Şikâyetçi durumda olmak.
İki elin on parmağı yakasında olmak
[D] Öbür dünyada birinden şikâyetçi olmak, şikâyetini devam ettirmek. Hakkımı nasıl olsa öteki dünyada alacağım diyerek konuşmak.
İki elimiz yanımıza gelecek
[D] Bir gün öleceğiz, bunu biliyoruz. Bunun için bu dünyada kötülük etmek doğru değildir. Kötülüklerin cezasını burada görmesek de öteki dünyada göreceğiz.
İki göç bir bozgun yerini tutar
[G.S] ğında bir önceki evin eşyaları genellikle öteki eve uymaz. Bunun içindir ki göç büyük ziyanlara neden olur.
İki gönül bir olunca samanlık seyran olur
[A] Birbirini seven insanlar için zorluklar, problemler önemli değildir. Birbirini seven insanların bu müşterek sevgisinden oluşan kuvvet bütün güçlükleri yenmelerine neden olur.
İki gözü iki çeşme
[D] Çok ağlamak, durmadan gözyaşı dökmek.
İki gözden sakınmak
[G.S] Çok kıskanmak. Her şeyden korumak, esirgemek.
İki karpuz bir koltuğa sığmaz
[A] Elimizde çok önemli bir iş varken diğer önemli bir işe girişmek iki işin de yarım kalmasına bitirilmemesine neden olur. Bunun için bir önemli işi bitirmeden diğerine geçmek doğru değildir.
İki paralık etmek
[D] Bir kişiye söz söyleyerek hakaret etmek, itibarını düşürmek. Değerini düşürmek. Saygınlığına zarar vermek.
İki rahmetten biri
[D] (Ağır hastalar için kullanılır) Ya iyi olsun veya ölsün kurtulsun.
İki sözü bir araya getirememek
[D] Konuşma yeteneği olmamak, bildiklerini düzgün cümlelerle anlatamamak.