Güneş açmak
[D] Gün doğmak. Işıklanmak. Huzurlu mutlu olmak. Güneşin çıkması.
Güneş balçıkla sıvanmaz
[A] Hakikatleri saklamak mümkün değildir. Bugün saklansa bile bir gün meydana çıkar.
Güneş gibi meydana çıktı
[S.G] Bütünüyle göründü. Hiçbir saklı yeri kalmadı.
Güneş giren eve doktor girmez
[A] Güneş insanların sağlık kaynağıdır, bulunduğu yerdeki mikropları öldürür. İnsanlara sağlık verir. Bunun için güneşin girdiği yerlerde hastalık olmaz. İnsanlar doktora gerek hissetmeden sağlıklı yaşarlar.
Güneş görmek
[D] Güneş ışığının bol geldiği bir yerde olmak.
Güneş olsa kimsenin mendilini kurutmaz
[A] Toplum hâlinde yaşayan insanlar birbirlerine yardım etmelidir. Bencil, kendini beğenmiş olmaktan özellikle kaçınmak lâzımdır.
Günü gününe
[D] Tam zamanında. Gününde. Gününü geçirmeden.
Gününü doldurmak
[D] Bir iş için gereken zamanı kullanmak. Gereken zamanın tamamlanması.
Gününü gün etmek
[D] Günlerini hoşluk içinde geçirmek. İyi geçirmek
Gürültü istemeyen bakırcı dükkânına girmez
[A] Huzur ve rahatlık isteyen kimseler gürültülü işlere girmemelidir. Huzur isteyen kimseler içinde huzursuzluk olan işleri bilip, onlara girmemelidirler.
Gürültüye gelmek
[D] Karışıklık nedeni ile önemli konuların üzerinde durulmamak. Önemli bir konunun diğer önemli bir konuyu unutturması.
Gürültüye getirmek
[D] Karışıklığa getirerek istediği şeyleri yaptırmak. Bir önemli konuyu, diğer konuları ön plâna geçirerek konuşma dışı bıraktırmak.
Gürültüye gitmek
[D] Bir işin üzerinde düşünülmemesi nedeniyle üzerinde durulmaması, unutulması. Önemli bir işin ortaya çıkan diğer önemli bir konu nedeniyle unutulması, ele alınmaması.
Gürültüye pabuç bırakmamak
[D] Gözünün korkutulmasına aldırmamak. Önemli görmediği için ortada bulunan korkutma sözlerine aldırmamak.
Gürültüye vermek
[D] Etrafı telâşa düşürmek. Gürültü oluşturmak.
Güven beslemek, duymak
[D] Güvenmek. Güven duygusu duymak.
Güven vermek
[D] - kilerin kendisine güvenmesini sağlamak.
Güvendiği dağlara kar yağmak
[D] Güvendiği kişilerin yardımını en gerekli zamanda görememek. Güvendiği her şey ve işe yaramaz olmak.
Güvenme varlığa düşersin darlığa
[A] Yaşam süresince varlık içinde yaşamak mümkün değildir. Günün birinde elimizdekiler biter tükenir. Ne kadar varlık olursa olsun bitebilir. Bunun için imkânlarımızın tutumlu bir şekilde kullanılması gerekmektedir.
Güzele ne yakışmaz
[A] - dedir. Kendisindedir, Bunun içindir ki giydikleri çok önemli değildir. İyi de olsa kötü de olsa ona yakışacaktır.