Fitili almak
[D] Anîden öfkelenmek.
Fitne sokmak
[D] İnsanları birbirine düşürmek. İnsanları birbirine düşürecek, geçimsizlik yapacak durumlara düşürmek.
Fiyaka satmak
[D] Gösteriş yapmak, çalım satmak.
Fol yok, yumurta yok
[D] Meydanda konu ile ilgili bir şey yok. Durup dururken. Bir şey yokken varmış gibi göstermek.
Foyası meydana çıkmak
[D] Daha önce yapılan ve gizli tutulan fenalığın meydana çıkması. Zamanla anlaşılması.
Fukara babası
[D] Yoksul kişileri kollayan, onlara yardım eden, yardımı görev bilen kimse.
Fukaranın cebi boş, kalbi doludur
[A] Fakir kişinin imkânları olmadığı için yardımda bulunması çok zordur. Parası olmadığı için fakir kimse düşünmekten yoksun değildir. O da yardım etmek ister ama, imkânı olmadığı için maddî yardım etmesi imkânsızdır. Fakir kişilerin kalbi de en az zenginler kadar yardım duyguları ile doludur.
Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü
[A] Toplumda yeri olan, bilinen kimseler, fakir düşünce etrafındakilerin alay edebileceği kıyafetleri giymekten çekinmezler. Buna mecburdur.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar
[A] - de birden zengin olması imkânsızdır. Çünkü çevresi yoktur. Kendini tanıyanlar azdır. Zengin ise çevresi fazla olduğu için hemen tanınır, başarı sağlar.
Fütur getirmek
[D] Bezginliğe, umutsuzluğa düşmek.