Çok söyleme arsız, aç bırakma hırsız edersin
[A] Kişiye her zaman usandıracak şekilde sözler söylememeli. Bu sözler günün birinde dinlenmez olur. Daha da üstelenecek olursa söz söylenen kimse olumsuz cevaplar vererek söz söyleyeni zor durumda bırakabilir. Geçimini sağlamaya çalıştığımız insanları bilerek isteyerek aç bırakmamalıyız. Aç kalan kişi belli bir zaman belki sabreder. Ama sonunda karnını doyurmanın kısa yolunu arar. Hırsızlık yapabilir. Bundan dolayıdır ki karşımızdakinin ihtiyaçları giderilmeli, onunla lüzumsuz konuşmalar yapılmamalıdır.
Çok yaşayan (okuyan) bilmez, çok gezen bilir
[A] Çok yaşayan, çok okuyan kimseler birçok bilgi edinirler. Ama çok gezenler değişik, hatta kitaplarda olmayan bilgileri de öğrenmiş olurlar. Bu sebeple çok gezen kimsenin çok bilmesi doğaldır.
Çorap söküğü gibi gitmek
[D] Başlangıçtan sonra devamı çok kolay gelen, devam eden. Birbirine Bağlı işlerde, biri yapılınca diğerinin çok kolay yapıldığı ve bu kolaylığın sürüp gittiğini anlatmak için kullanılır.
Çöreğin büyüğü unun çoğundan olur
[A] Bir çalışma sonucunda başarının çok olması o çalışmaya başlanırken imkânların çok ve iyi olmasına bağlıdır. İmkânlar ve araçlar iyi olursa yapılan işde başarı da çok olur.
Çulu düzmek
[D] Hâli vakti iyileşip iyi giyinmeye başlamak.
Çürüğe çıkmak
[D] Bir işe yaramaz olduğu anlaşılıp terk edilmek. Sağlıklı olmadığı için askerlik görevine alınmamak.
Çürük baklanın kör alıcısı bulunur
[A] Bir maddenin işe yaramaz olduğuna hemen karar vermemelidir. İşe yaramaz zannettiğimiz malların da alıcısı bulunabilir. İyisini bilmeyip alan kötüsünü de bulabilir.
Çürük tahta çivi tutmaz
[A] İşe yaramaz, esas niteliği bozulmuş bir şeyi ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın eski hâline getirmek mümkün değildir. Bunun için işe yaramayan konularda harcanan zamana yazık olur.
Çürük tahtaya basmak
[D] Dikkat etmeyen, incelemeden sonu iyi bitmeyecek bir işe başlamak. Düşüncesizlik sonucu, sonucun iyi bitmeyeceği bilinen bir işe girmek.