Çivi çiviyi söker
[A] Etkili bir olayın kişi üzerine bıraktıkları, daha güçlü bir olay ile ancak ortadan kaldırılabilir. (İçki içenler kendilerine gelmek için bir| daha içerler. Buna da çivi çiviyi söker derler.)
Çizmeden yukarı çıkmak
[D] Yetkili olmadığı bir | konuda konuşmak. Bilmediği bir işde bilir görünmek. Karışmak.
Çoban armağanı çam sakızı
[A] - j nün yettiği kadar hediye verebilir, vermelidir.
Çobanı olmayan koyunu kurt kapar
[A] Yöneteni olmayan, korunmayan bir toplum kolayca düşmanların egemenlikleri altına girer.
Çobanın gönlü olursa tekeden yağ çıkarır
[A] Bir işde uzman olan kişi eğer arzu ederse en olmayacak sanılan işleri bile başarı ile sonuçlandırır.
Çocuğun yediği helâl, giydiği haram
[A] - dır. Bundan dolayı çocuklar için alınan giysiler çok pahalı ve lüks şeyler olmamalıdır. Böyle yapılırsa ziyan edilmiş, paralar boşa harcanmış olur.
Çocuk düşe kalka büyür
[A] Her çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, canı yanar. Bu durum anne ve babayı üzer. Çocuklar büyürken bu devrelerden geçerler. Anne ve babaların üzülmesi boşunadır, üzülmemelidirler.
Çocuk oyuncağı hâline getirmek
[D] Bir işin değerini küçültmek, sık sık yön ve şekil değiştirerek işin değerini azaltmak, küçümsenir duruma getirmek.
Çocuksuz kadın meyvesiz ağaca benzer
[S.G] Ailenin devamını çocuk sağlar. Kadın ne kadar iyi olursa olsun çocuğu olmayınca gelecekte hem kendisinin hem ailesinin unutulmasına neden olur. Ailenin mutluluğu çocukla tamamlanır. Bunun için çocuğu olmayan kadın verimi olmayan ağaca benzer. Ailesini gerekli bir mutluluktan yoksun bırakır.
Çocuktan al haberi
[A] Her şeyi çocukların yanında konuşmak doğru değildir. Çocuk bunları duyar söylenmeyecek yerde söyler, ailesi için zor durumlar yaratabilir. Her olay aile içinde konuşulur. Ama başkalarının bilmesi istenmez. Çocuk ise art niyet, yalan nedir bilmediğinden bu gizliliği anlayamaz ve her şeyi başkalarının yanında çekinmeden konuşur.
Çoğu zarar azı karar
[A] Girişilen bütün işlerde çok aşırı hareket etmemelidir. Dikkatleri büyük ölçüde üzerimize çekecek davranışlardan kaçınmalı, dır. Böylece başkalarının dikkatlerinden uzak, mutlu bir ömür sürmek elimizdedir.
Çok arayandan, çok soran yeğdir
[A] Bilmediğimiz bir yeri çok aramak, bilinçsizce aramak fazla zaman kaybına sebep olur. Bilerek ararsak yani gerekli yerlere sormayı ihmal etmezsek aradığımızı daha kolay buluruz. Bundan dolayı yapılan işlerde çok zaman ve emek harcamak yerine, sormayı işin tekniğini öğrenip ona göre hareket etmeyi kural kabul etmelidir.
Çok bilen çok yanılır
[A] Çok şeyi bilmek her şeyi bilmek değildir. Çok şey bilen kimse her şeyi bileceğini zannettiği zaman bilmediği pek çok şeyle karşılaşır. Şaşırır. Kendine güveni kaybolur, yanılgı büyük olduğu için bildiği şeylerde dahi tereddüte düşer. Kişi çok şey bildiğine güvenmeden karşılaştığı konuda iyice düşünüp ondan sonra gereğini yapmalıdır.
Çok çocuk anayı şaşkın, babayı düşkün eder
[Ö] Bir aile bakabileceği kadar çocuk sahibi olmalıdır. Bakabileceğinden fazla çocuğu olan anne hepsine yetişemeyeceği için çocuklar bakımsız olur, anne ise hangisinin işini göreceğini, hangisine yetişeceğini bilemez; şaşkına döner. Dışarıda çalışan baba ise kazancının büyük bir kısmını çocuklarına ayırmak zorunda kalacağından düşündüklerini gerçekleştiremez. Ne yapacağını bilemez duruma gelir.
Çok gezen çok bilir
[A] Çok gezen kişi yeni yeni yerler gördüğü için yeni yeni şeyler de öğrenir. Böylece bilgisi artmış olur.
Çok havlayan köpek ısırmaz
[A] Karşısında bulunanlara bağırıp çağıran tehditler savuran kişinin hiddeti bir zaman sonra geçer, kişi normale döner, kimseye de bir şey yapmaz. Devamlı sessiz bulunan kimselerin ise kızdıklarında ne yapacakları belli olmaz. Hiç umulmadık bir zamanda, umulmayan bir kötülüğü habersizce yapmaları her zaman mümkündür.
Çok koşan çabuk yorulur
[A] Çok çalışan kimseler kendilerine bakmayı, gerekli zamanlarda dinlenmeyi bilmelidirler. Hep çalışacağım diyen ve durmadan çalışan kişiler hedeflerine ulaşamazlar. Kısa zaman içinde yorulurlar. İş yapacak güçleri kalmaz. İsteseler de işlerini bitiremezler, hedeflerine ulaşamazlar.
Çok mal haramsız, çok lâf yalansız olmaz
[A] Pek fazla mal sahibi olan kimselerin bu mallarının elde edilmesinde kanunsuz yollara da başvurduğu akla gelir. Kanunlara uygun yoldan bu kadar mal kazanmak mümkün değildir. Çok fazla konuşan kişiler de sözlerine ilgiyi sürdürebilmek için konuşmalarına az da olsa hakikat olmayan sözler; yalan katmak zorunda kalırlar. Buna mecbur olurlar. Haksız mal elde etmek onunla öğünmek, çok konuşarak etrafındakilere yalan yanlış şeyler söylemek insan olmanın özelliklerinden değildir.
Çok naz âşık usandırır
[A] Âşık, sevdiğinin her hareketini kabul eden büyük fedakârlıklar yapan kişidir. Nazlanmada aşırı gidildiği zaman âşık dahi sevdiğini terk eder. Bunun için nazlanma tadında bırakılmalıdır. Nazlanmada aşırılığa gitmek fayda yerine zarar verir.
Çok okuyan değil çok gezen bilir
[A] Çok gezen kimse kafasındaki bilgilere; gördüğü yaşadığı olaylardan elde ettiği uygulamalı bilgileri de ekleyince bilgisi çoğalır. Gezilip görülen yerlerden elde edilen uygulamalı bilgiler ise çok zor unutulur. Bunun için çok gezenin bilgisi sağlam ve köklüdür. Çok okuyan ise hayali bilgiler edinir. Bu bilgiler çabuk unutulur. Ayrıca kitaplar her yerin her şeyini tam olarak anlatmazlar. Anlatan kitaplar da olsa okuyucunun hepsini bulup okuması imkânsızdır. Bu sebeple çok gezenin bilgisi detaylı, köklü ve unutulmazdır. Çok okuyanın bilgisi ise detaysız, köksüz ve çabuk unutulur niteliktedir. Bu nedenden çok gezenin bilgisi, çok okuyandan fazladır.