Çanak yalayıcı
[D] Dalkavuk. Dalkavukluk eden.
Çanına ot tıkamak
[D] Bir kimseyi kötülük yapamayacak hâle getirmek. Susturmak. Bir kimsenin şanını, ününü sürdürmesini engellemek.
Çantada keklik
[D] Kolay elde edilir olmak. Elde edilmesi kolay. Elde edilmiş sayılabilir.
Çaptan düşmek
[D] Önceleri çok iyi olan maddî ve manevî durumu bozulmak. İşe yaramaz hâle düşmek.
Çaputuna çuluna, âşıklık ne hâline
[D] Kişi başarabileceğinden büyük işlere kalkışmamalıdır. Yeteneği olmayan kimseler yapamayacakları kadar büyük işlere kalkarlarsa sonuç başarısız olur.
Çarşamba pazarı
[D] Her şeyin ortada dağınık bir şekilde bulunduğu durum.
Çarşambanın gelişinden perşembe bellidir
[A] Büyük işler yapılmadan önce meydana çıkan bektiler büyük işin durumunu az çok belli eder. Onun nasıl olup nasıl sonuç vereceğini anlatır.
Çarşı iti ev beklemez
[A] Başıboş bir hayat yaşamaya alışmış olanlar disiplinli bir davranışta bulunamazlar. Sorumluluk gerektiren işlere giremezler.
Çat şurada çat burada, çat kapı ardında
[D] Çok sık yer değiştirir. Bir yerde belli bir zaman durmaz. Orada arandığında bulmak mümkün değildir.
Çatal kazık yere batmaz
[A] Bir işte birçok kişi söz sahibi olursa o işten fayda ve olumlu sonuç alınamaz.
Çay geçerken at değiştirilmez
[A] Bir uygulamadan diğerine geçerken dikkat etmek gerekir. Tehlikeli davranışlar göstermemek sakınmak lâzımdır.
Çayı görmeden paçaları sıvamak
[D] Tasarlanan bir işe vakti gelmeden çok önceden hazırlanmak. Gereği yokken hazırlık yapmak.
Çehresinden düşen bin parça
[S.G] Suratı asık. Etrafındakilere sinirli sinirli bakıyor.
Çeki düzen vermek
[D] Dağınıklıktan kurtarmak. Toparlamak. Yolunda gitmesini sağlamak.
Çekip çevirmek
[D] İşi yoluna koymak, yolunda gitmesini sağlamak.
Çekirdekten yetişmek
[D] İşe küçük yaşta başlamak, bir ustanın yanında yetişme, uygulama, ilerleme kaydetme.
Çekirge bir sıçrar iki sıçrar, üçüncüsünde ele geçer
[G.S] Yaptıklarını birçok defa saklamayı başaran kimseler, bu kötülüklerinin hiçbir zaman bilinmeyeceği konusunu düşünmemelidirler. En sonunda bir konuda açık vermeleri foyalarının meydana çıkması kaçınılmazdır.
Çelme takmak
[D] İnsanların yolunda giden işlerini engellemeye çalışmak. Hile, düzen kullanarak yıkmaya çalışmak. Yürüyen bir kimseye ayak takarak düşürmeye çalışmak.
Çene yarıştırmak
[D] Karşılıklı konuşarak vakit öldürmek.
Çenesi düşük
[D] Gereksiz konuşan. Geveze.