Baş yastığı baş derdini bilmez
[A] İnsanın derdi, sıkıntısı içindedir. En yakınları bile bunu bilip anlayamazlar.
Başa gelen çekilir
[A] Elimizde olmayan nedenlerle başımıza gelen kötü olayları, felâketleri çekmekten başka çaremiz yoktur.
Başa kakmak
[D] Kendisine yapılan bir iyiliği yüzüne vurmak.
Baş göz etmek
[D] Evlendirmek. Yuvasını yapmak.
Başı ağrımak
[D] Pek ilgisi olmayan bir işten sorumlu olarak görülmek.
Başı bacadan aşmak
[D] Bulunduğu yerde büyük kabul edilmek. Kendisi büyük olmadığı hâlde başkaları tarafından büyük olarak görülmek.
Başı dara düşmek
[D] Zor durumda kalmak. Sıkıntıda olmak.
Başı doğrulmak
[D] Sıkıntılı durumdan kurtulmak, rahata, mutluluğa kavuşmak.
Başı dumanlı
[D] Herhangi bir nedenle (içki, aşk vb.) sarhoş durumda olmak. Üst taraflarını sis kaplamak. (Dağlar için)
Başı göğe ermek
[D] Büyük bir istekle arzuladığı şeyi elde edip sevinmek. Elde edilmesi çok zor bir şeyi elde ettiği için gururlu ve şaşkın durumda olmak.
Başı gözü sadakası
[D] İleride karşılaşılabilecek felâketler için önceden sadaka vermek. Yoksullara yardım etmek.
Başı nara yanmak
[D] İstemediği hâlde bir başkası için zarara uğramak, zarar görmek.
Başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu eksik etmez
[A] İşlerini deneyimsiz kişilere yaptıranlar, işlerinin idaresini deneyimsiz kişilere verenler bu kimselerin yaratacağı zararları çekmeye, sıkıntılara katlanmaya hazır olmalıdırlar.
Başını dinlemek
[D] Dinlenmek. Gürültüden uzak kalarak vakit geçirmek.
Başına buyruk
[D] Dilediğini, dilediği gibi yapan, kimseden izin almak gereğini duymayan.
Başına çorap örmek
[D] Bir kimseyi ona belli etmeden zor duruma düşürmek. Felâkete sürüklemek.
Başına devlet kuşu konmak
[D] Ummadığı bir zamanda büyük bir imkâna kavuşmak. Büyük bir nimet elde etmek.
Başına kaynar sular dökülmek
[D] Utanılacak bir durum karşısında kalıp sıkıntıdan vücudunu ter kaplamak, ter basmak.
Başında kavak yelleri esmek
[D] Olmayacak şeylerle vakit öldürmek. Sorumsuzca düşünüp hareket etmek.
Başından büyük halt etmek
[D] Kıvıramayacağı, beceremeyeceği bir işe başlayıp sonunda kötü duruma düşmek.