Adam oğlunun elinden uçan ile kaçan kurtulmaz
[A] İnsanoğlu Tanrı vergisi olan kafa yapısı sebebi ile en zor işleri bile kolaylıkla başarabilir. Yeter ki işine severek başlasın ona sahip çıksın.
Adet yerini bulsun
[D] Gerekli olduğu için değil de herkes böyle dediği, yaptığı için yapılan. Düşünmeden, alışkanlıkla uygulanan.
Adı batmak
[D] İsmi unutulmak, hiçbir şekilde anılmamak, anılmaz olmak.
Adı çıktı dokuza, inmez sekize
[D] Kişinin adı nasıl duyulmuşsa, kişi hangi sıfatlarla anılıyorsa bunu ne yapsanız değiştirmek mümkün değildir.
Adı kalmamak
[D] Öldükten sonra adı hiç anılmaz olmak. O yerden ayrıldıktan sonra bir daha kimse tarafından anılıp konuşulmamak.
Adı sanı belirsiz
[D] Nereden geldiği, akrabaları, aile bireyleri belli olmayan. Aranılıp konuşulduğunda hakkında kesin bilgi sahibi olunmayan, nerede, nasıl olduğu belli olmayan.
Adım adım yer edeyim, gör sana neler edeyim
[D] Senin için içimden iyi düşünmüyorum. Seni kandırdıktan ve senin yanına yerleştikten sonra, neler yapacağımı ancak ben bilirim.
Afet gibi
[D] Güzel, etkileyici, birden çarpıcı. Zarar ve ziyana sokan. (Genelde güzel kadınlar için söylenen söz.)
Afyonu patlamak
[D] Çok öfkelenmek, sinirlenmek. Sakin ve kendi halinde iken aşırı bir şekilde rahatsız edildiği için fazla sinirlenmek.
Agobun kazı gibi yutmak
[D] Kendisine verilen her şeyi kabul edip hemen yemek, yutmak. Oburluk etmek. Kolayca inandırılıp kandırılmak.
Ağaç fidan iken eğilir
[A] Kişinin öğrenmesi her zaman aynı değildir. Küçük yaşlarda öğrenme, geçkin yaşlara göre daha da çoktur. Bu nedenle gençlerin eğitimleri, belli şekillere sokulmaları için yapılan çalışmalara erken yaşta başlamak hem faydalı hem de daha başarılı olur.
Ağaç kapı kapandıysa altın kapı açılır
[A] Umut insanlar için en önemli etkileyicidir. İnsanlar her zaman umutlarını korumalı, umutlarının kaybolmaması için türlü sebepler bulmalıdırlar. Çünkü kişi her şeyini kaybettiğini zannettiği hallerde bile, hiç ummadığı zaman, kaybettiğini zannettiği şeylerden çok daha kıymetlisini kazanabilir. Yeter ki kaçan fırsatı, üzüntü sebebi yapıp ümidini kaybetmesin.
Ağaç yaprağı ile güzeldir
[A] Kişi yakınları ile başarıya ulaşabilir. Yapılan işler ne kadar elbirliğiyle olursa, o işten ne kadar çok kişi gurur ve mutluluk duyarsa o kadar güzel ve etkili olur. Yapraksız ağaç nasıl güzellikten uzaksa bütün halinde yapılmayan işler de öyle zevksiz olur. Paylaşılmayan başarı ve mutluluk, güzel değildir.
Ağaç yaş iken eğilir
[A] Bilgi edinmenin en iyi zamanı kişinin öğrenmeye en yatkın olan genç yaşlardaki zamanlarıdır. Bu yaşlar kişiye en iyi şekil verilebilen çağlardır.
Ağaca balta vurmuşlar, sapı bendendir demiş
[A] Hayatta insana en acı gelen, etkilendiği kötülüklerin çok iyi tanıdıklarından gelmesidir. Pek çok iyilik yaptığımız yakınlarımızın günün birinde, hiç ummadığımız bir zamanda ve şekilde yaptıkları kötülükler bize çok ağır gelir.
Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür
[A] Hayatta kişiye sağlanabilecek destekler hep belli zamanları ve belli biçimleri kapsar. Asıl olan kişinin kendine güvenidir. Kişi kendine güvenmez ise nereden ne zaman geleceği veya biteceği belli olmayan destekler ile başarı kazanmasına imkân yoktur.
Ağacı kurt, insanı dert yer
[A] Dıştan hiç belli olmadan içten içe ağacı kemiren kurt, o ağacın kurumasına veya birden devrilmesine sebep olur. Dert de insan için öyledir. Kişi derdini başkasına açmalı onlardan derman aramalıdır. Derman aranmayınca bulunamaz. Eğer böyle yapmazsa günün birinde dertlerini bölüşecek kimseyi bulamadığından moral bakımından yıpranır, hırpalanır, çöker. Yıkılır gider.
Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla
[A] - malıdır. Yiğit olarak görünmek isteyen kişi ise savaşta ve barışta sert, vurucu ve kırıcı olmalıdır. Etrafında korku yaratmalıdır.
Ağır durum
[Ö] Önemli durum, etkili bir hal. Sonunda tehlikeli bir hal belirecek olay veya olayların olduğu hal.
Ağır giyinmek
[S.G] Pahalı kumaşlardan yapılmış, gösterişli elbiseler giymek.