Arabasını düze çıkarmak
[D] Sıkıntılı bir durumu atlatıp işini yoluna koymak.
Aramakla bulunmaz
[D] Çok değerli, kıymetli bir şey, ancak herhangi bir yerde tesadüf eseri olarak rastlantı sonucu bulunabilir.
Arap atın yanında bulunan ya huyundan, ya tüyünden
[A] Toplum içinde yaşayan insanlar birbirlerini iyi veya kötü yönde etkilerler. Samimi arkadaşlıklar kuranlar arkadaşlarının huylarını benimserler. Bunun içindir ki toplulukta arkadaşların iyi kişiler arasından seçilmesi gerekir.
Araları açılmak
[D] İki samimi arkadaşken arkadaşlık bağlan kopmak, dargın duruma gelmek. Darılmak.
Arası şeker renk
[D] Yarı küskün. Birbirlerine karşı samimiyetleri kalmamış, her an kavga edip küsmeleri mümkün olan.
Arayan Mevtasını da bulur, belâsını da
[A] Yaşamında doğruluk iyilik yolunda olan öyle hareket eden kişi iyilik doğruluk bulur, kendisine düşündüğü gibi davranılır. Kötülük, kavga düşünen kişi ise kendisini kötülüğün kavganın içinde bulur.
Ardı arkası kesilmemek
[D] Sürekli olarak devam etmek. Arka arkaya.
Arı kovanı gibi işlemek
[D] Girip çıkanı çok olan yerin durumu. Gidip geleni çok olmak.
Arının yuvasını çöp dürtmek (sokmak)
[D] Kötü, tehlikeli bir kişiyi sinirlendirip kışkırtarak saldırmasına sebep olmak.
Arif olan anlasın
[D] Söz söylenmiştir. Anlayabilen anlasın.
Arife tarif ne lâzım
[D] Konu hakkında yeterli ip uçları verilmiştir. Konunun yabancısı olmayanlar hemen anlayacaklardır. Başka bir şey söylemek gereksizdir.
Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim
[A] - luysa, kişi de kötü huyludur.
Arkasında yumurta küfesi yok ya
[D] Düşüncelerini hemen değiştiriverir, bugün doğru dediğine yarın doğru değildir deyiverir. Sözüne güvenilmeyen kimse.
Armudu soy ye, elmayı say ye
[A] Armudun kabuğu dokunduğu için soyarak yemek yararlıdır. Elma ise fazla yenirse zararlı olduğundan sayısı bilinerek yenirse faydalı olacaktır. Yaptığımız çalışmalarda bilinçli hareket etmek bizi başarıya götürür.
Armudun iyisini ayılar yer
[A] Toplumda pek çok kıymetli ve güzel şey ona lâyık olmayanların elindedir. Ellerinde ziyan olur.
Armudun sapı var, üzümün çöpü var
[D] Bazı kişiler kendilerine ne verilirse verilsin, çok iyi şeylere de kusur bulurlar. Kusur bulmak onların kanında vardır.
Armut dibine düşer
[A] Kişi çok yakınında bulunduğu kimselerin davranışlarını benimser, onlar gibi olur. Kişinin davranışları çalışmaları daha fazla yakınlarına fayda getirir.
Armut piş ağzıma düş
[D] Hiçbir gayret göstermeyen, her işi hazır bulmak isteyen.
Arpa eken buğday biçmez
[A] Kişi toplumda çalışmalarının ve davranışlarının karşılığını görür. Çok çalışan kaybetmez, iyilik yapan kötülük bulmaz.
Arpayı buğdayı taşlı yerden, kızı kardeşti yerden
[A] Taşlı tarla tohumun daha kolay büyümesini sağlar, taşlar gölge yaparlar. Su ihtiyacı azalır. Alınacak kızın erkek kardeşleri olursa kız, alınacağı güne kadar iyi korunmuş olur. Aynı zamanda erkeklere hizmet etmesini de iyi bilir. Evlendiğinde kocasına hizmette kusur etmez. Onun için kardeşleri olan kız değerli sayılır.