Açık yürekli olmak
[D] Düşündüğünü doğrudan söylemek, gizli kapaklı hareket etmemek, içi dışı bir olmak. Temiz olmak. Gizli düşüncesi olmamak.
Arife tarif ne lâzım
[D] Konu hakkında yeterli ip uçları verilmiştir. Konunun yabancısı olmayanlar hemen anlayacaklardır. Başka bir şey söylemek gereksizdir.
Boşboğazı ateşe atmışlar, odun yaş diye bağırmış
[A] Her aklına geldiğini söyleyen, geveze ve münasebetsiz kişiler toplum içinde sevilmezler. Çünkü her konuda, bilsinler bilmesinler etrafındakileri bıktıracak kadar uzun ve sıkıcı konuşurlar.
Domuzdan bir kıl çekmek
[D] Eli sıkı kişiden bir şey almak, alabilmek. Zengin ve cimri kişiden bir nedenle bir şey almak.
Izbandut gibi
[D] Çok iri yapılı, çok heybetli, korkutucu.
Kel başa şimşir tarak
[D] Maddî, manevî durumu elverişli olmadığı hâlde durumuna yakışmayacak şeyleri alan, pahalı şeyleri alan, uyumsuz tavırlar takınan kimseler için kullanılır.
Pastırmasını çıkarmak
[D] İyice dövmek. İyice yormak. Fazlaca sıkıştırmak, yormak.
Tası tarağı toplamak
[D] Gitmeye hazırlanmak. Bütün eşyasını toplayarak gitmeye hazırlanmak.
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir
[Ö] Uzun uzun nasihat edilen kimseler bu sözlerden uslanmaz duruma gelmişlerse, onların uslanması için gerekli tek çare dayaktır.
Üstüne evlenmek
[D] Bir kadınla evli iken ikinci bir kadın almak, eve getirmek.