Arabasını düze çıkarmak
[D] Sıkıntılı bir durumu atlatıp işini yoluna koymak.
Bal tutan parmağını yalar
[A] Bazı kimselere önemli işler verilmiştir. Kişi bu işleri yaparken kendi çıkarını da düşünür. Görevini az da olsa kendi çıkarları için kullanır.
Canını acıtmak
[D] Bir kimsenin vücuduna acı verecek bir şey yapmak.
Gökte ararken yerde bulmak
[D] - vermek. Kolayca elde etmek.
Göz atmak
[D] Şöyle bir bakmak. Kısa bir bakış. Üzerinde fazla durmadan şöylece bakmak.
Mayasız yoğurt tutmaz
[A] Bir işin başarı ile başlayıp sonuçlanabilmesi için gereken önemli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Hiç sermayesi olmayan kimsenin çok çok para kazanması mümkün değildir.
Parmak ısırmak
[D] Şaşırmak. Şaşırıp kalmak. Hayranlıktan şaşırıp kalmak.
Tez binen, tez iner
[G.S] Bir işi çabuk yapmaya çalışan çabuk bitirir. Acele hareket eden çabuk sonuç alır ama bu çabuk sonuç her zaman istenilen sonuç olmaz.
Tilki uykusu
[D] Çok çabuk uyunulan uyku. Her an uyanılacakmış gibi tetikte uyunan uyku.
Ucu ucuna getirmek
[D] Ancak yetişir olmak, hiç fazlası olmamak.