Adam iş başında belli olur
[A] Kişinin değeri yaptığı işle belli olur. İşinde gösterdiği başarı, başarıdan dolayı şımarmayış ve etrafına karşı saygılı davranış o kişinin değerini belli eder.
Akıntıya kürek çekmek
[D] Normal giden bir işi ters yönde yapmaya çalışmak. Bir iş üzerinde boşuna gayret sarf etmek, boşuna zaman harcamak.
Bal ile kaymak yenir ama, her keseye göre değil
[A] Maddî gücümüzü yaşantımıza uydurmak zorundayız. Eğer bu uyumu sağlayamazsak hayatımız sıkıntılar içinde geçer.
Çehresinden düşen bin parça
[S.G] Suratı asık. Etrafındakilere sinirli sinirli bakıyor.
Deli deliyi görünce çomağını gizler
[A] Ömrünü başkalarına saldırmakla, hücum etmekle geçirmiş kimseler kendilerinden daha güçlü ve saldırgan birini görünce bir köşeye çekilirler, sinerler.
Kırk gün taban eti, bir gün av eti
[A] (Avcılar için lâtife olarak söylenen bir sözdür.) Avcılar, av vurabilmek için günlerce dolaşırlar genellikle de eli boş dönerler.
Külah giydirmek
[D] Birine oyun etmek. Kandırmak, aldatmak.
Mide bulandırmak
[D] Kuruntuya düşürmek, şüphe uyandırmak. Kusacak hâle getirmek.
Nutku tutulmak
[D] Şaşkınlıktan, korkudan, heyecandan veya öfkeden konuşamaz duruma gelmek, dili tutulmak.
Yedi düvele meydan okur
[S.G. Bütün Avrupa'ya meydan okur. Etrafında bulunan kimselere efelik yapar, onlara kabadayılık yapar, taslar.