Bakkal defteri gibi
[S.G] Çok karışık, düzensiz, her şey birbiri içinde.
Bir çiçekle yaz olmaz
[A] Küçük bir güzellikle büyük bir sonuca erişilmez. Çalışmalarımızda takip ettiğimiz yol iyi sonuçlar verse de daha iyisini yapabilecek yöntemleri denemekte yarar vardır. Çünkü iyi sandığımız ve bizi mutlu eden yoldan daha gelişmiş yol ve yöntemler vardır. Bunları bilmek, aramak, bulmak yararlıdır.
Bugünkü tavuk, yarınki kazdan iyidir
[A] Elimizde bulunan imkânları yarın daha çoğunu elde ederim diyerek reddetmek doğru değildir. Bugünkü imkân elimizdedir, yarınkini ise elde edeceğimiz garanti değildir. Elde edemezsek elimizdekini de kaybetmiş oluruz.
Buz üstüne yazı yazmak
[D] Etkisi uzun sürmeyecek işler yapmak. Sözler söylemek.
Çok koşan çabuk yorulur
[A] Çok çalışan kimseler kendilerine bakmayı, gerekli zamanlarda dinlenmeyi bilmelidirler. Hep çalışacağım diyen ve durmadan çalışan kişiler hedeflerine ulaşamazlar. Kısa zaman içinde yorulurlar. İş yapacak güçleri kalmaz. İsteseler de işlerini bitiremezler, hedeflerine ulaşamazlar.
İşin içinde bit yeniği var
[D] İçinde hile, düzen veya oyun var. İş doğru ve sağlıklı değil.
Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser
[A] Bir koruyanı, kollayanı bulunmayan kimsesizler her işlerini hiç kimseden yardım almadan yapmak, başarmak zorundadırlar.
Sivri akıllı
[D] Fikirleri değişik, kimsenin fikirlerine uymayan, başkalarının aklını beğenmeyen.
Ürümesini bilmeyen it, sürüye kurt getirir
[A] Bir toplulukta konuşmasını, davranmasını bilmeyen kimseler kendi başlarına dert açtıkları gibi etrafında bulunan kimseler için de çeşitli tehlikeler oluştururlar.
Yahudi yaygarası
[D] Sebepsiz bağırma, çağırma.