Bam teline basmak

[D] Kişinin duyarlı olduğu konuda onu kızdıracak şekilde konuşmak.

Bir acı kahvenin bin yıl hatırı vardır

[A] En küçük iyilikler bile unutulmamalı günü geldiğinde yapana veya başkasına iyilikle cevap vermelidir. Böyle yapılırsa iyilik edenler çoğalır, insanlar arası yakınlaşma ve huzur artar.

Dilenciye hıyar vermişler, eğri diye beğenmemiş

[D] Kişi etrafındakilerden yardım istiyor. Yardım yapılınca da yardımı azımsıyor, küçümsüyor, beğenmiyor, istemiyor.

Dinleyen söyleyenden arif gerek

[G.S] Çok söz kişiyi sonunda boş şeyler söylemeye mecbur eder. Bu da etrafındakilerin sabrını taşırır, güvenini yitirir. Dinleyen ise boş şeyler de dinlese, az bir şey öğrenir. Konuşmadığı için de etrafındakilerin kötü izlenimlerini kazanmamış olur.

Ele verir talkını, kendi yutar salkımı

[D] Etrafındakilere iyi olmaları yönünde nasihatlar verdiği hâlde kendisi bunların hiçbirine uymaz.

Gözü açık gitmek

[D] Arzularına kavuşamadan, arzularını gerçekleştiremeden ölmek.

Papaz uçurmak

[D] İçki âlemi yapmak. Âlem yapmak.

Para sızdırmak

[D] Para vermek istemeyen birinden, türlü yollar deneyerek para almak.

Yerin kulağı vardır

[A] Gizli kalmasını istediğimiz bir şey söylerken çok titiz ve dikkatli davranmak lâzımdır. Gizli kalmasını istediklerimiz için çok titiz davranmalıdır, hiç umulmayan bir zamanda başkaları duyabilir.

Zeytin dededen, incir babadan kalmalı

[A] Zeytinin iyi ürün vermesi için bir insan ömründen fazla bir zamanın geçmesi gereklidir. Bağ ise ömrün yarısından az bir zamanda tam olarak ürün vermeye başlar.
Sitesi.WEB.TR © 2010 - 2021