Gözleri fal taşı gibi açılmak

[D] Şaşkınlık ve hayretten gözleri dışarı fırlar duruma gelmek. Çok açılmak.

İki arada bir derede

[D] Şartlar ağır, hiç fırsat olmamakta. İki kişi veya iki olay arasında karar veremez durumda kalmak, bocalamak.

Kıç atmak

[D] Çifte atmak. Arka ayakları ile tekmelemek.

Kulaktan kulağa

[D] Birbirine gizlice söyleyerek. Bir kimse diğerinin kulağına söylemek yoluyla.

Kürkçünün kürkü, börkçünün börkü olmaz

[A] Başkalarına güzel şeyler yapan kimseler aynı şeyleri başkalarına yaptıkları güzellikte kendileri için yapmazlar, üşenirler savsaklarlar.

Öl dediğin yerde ölmek, kal dediğin yerde kalmak

[D] Buyruğundan, sözünden kesinlikle çıkmamak.

Sakaldan kesip bıyığa eklemek

[D] Ummadığı zamanda meydana çıkan bir eksikliği kendi imkânları ile karşılamaya çalışmak.

Şirazeden çıkmak

[D] Yapılan işin amacından ayrılıp başka bir yön almak. Düzeni bozulmak.

Tuz buz olmak

[D] Paramparça olmak. (Cam türü eşyalar için.) Kırılıp çok küçük parçalara ayrılmak.

Yiğitlik sende kalsın

[D] Karşındakine özverili davran, hoşgörü göster. Karşındaki bunu anlamasa bile böyle yap.
Sitesi.WEB.TR © 2010 - 2021