Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp
[A] Toplum yaşamında bütün kişilerin zengin olması düşünülemez. İnsan fakir de olabilir. Ne kadar fakir olsa da çalışması gerekir. Fakir de zengin de olsa çalışmamak, başkalarının sırtından geçinmeye çalışmak, tembellik, kınanacak hâllerdir.
Gönülden kopmak
[D] - Bir kişiye isteyerek, bilerek bir iyilik yapmak, bir şey vermek, hediye etmek. Çıkar düşünmeden yardım etmek.
Günü gününe
[D] Tam zamanında. Gününde. Gününü geçirmeden.
Malın bekçisi zekâttır
[A] - fakir düşmanlığı ortadan kalkar, toplum kişileri de huzurlu ve mutlu olurlar.
Selâm verdik, borçlu çıktık
[D] Ortaya bir fikir koyduğu için kendisine iş yüklenmek, kendisi suçlu bulunmak.
Tadına doyum olmamak
[D] Çok güzel, hoş zevk verici olmak.
Üstüne gül koklamamak
[D] Sevdiğinden başka birini sevmemek. Karısından başka biri ile ilişkisi olmamak.
Üzerinize afiyet
[D] Ben hastayım. Hastalığın sizden uzak olmasını, sizi etkilememesini dilerim.
Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder
[A] Her iş o işi iyi bilen uzman olan kimseye yaptırılmalıdır. Bildiğini söyleyip de tam bilmeyen kimselere yaptırılan işlerin mutlak bir yerinde sakatlık olur. Bu sakatlık bizi etkilediği gibi etrafımızdakileri de etkiler, zarar ve ziyana girmelerine neden olur.
Yüreğinin yağı erimek
[D] Üzülmek. Korkulacak, ziyan görülecek bir durumla karşılaşılacağı düşünülerek üzülmek, kaygılanmak.