Havada bulut sen onu unut
[D] Bu konuda bir şey yapamazsın, tek yol konuyu unutmak şekliyle problemi ortadan kaldırmaktır.
Havanda su dövmek
[D] Boş uğraşlarda bulunmak. Boşuna uğraşmak. Sonuç alamayacağını bildiği hâlde aynı işi yapmak. Boşa çalışmak.
Havsalası almamak
[D] Aklın almaması. Aklın kabul etmemesi.
Haya insanın nurudur
[G.S] Kişi, kötü olarak yaptığı her hareketin utancını duyabilmelidir. Bilmeyerek yaptığı her işin sonunda özür dilemek kişiyi küçültmez, tam tersine büyütür.
Haydan gelen huya gider
[A] Her şey bir emek sonucu olmalıdır. Emek verilmeden elde edilen her şey çok çabuk ziyan olur elden gider.
Hayır beklememek
[D] Yapılan işden olumlu sonuç beklememek. İyi sonuç alacağını ummamak.
Hayır görmemek
[D] İşe yaramamak, faydasını görmemek, yararlı olmamak.
Hayır işlemek
[D] Yardıma ihtiyacı olan kimselere iyi, güzel ve faydalı davranışlarda bulunmak.
Hayır sahibi
[D] İyilik yapmayı alışkanlık hâline getirmiş kimse. Etrafındakilere hayır, yardım yapmaktan mutluluk duyan kimse.
Hayırdır İnşallah
[D] Tanrı bu işin sonunu olumlu yapsın. Sonu iyi ve güzel olsun. Rahat olsun.
Hayırlı babanın hayırsız evlâdı
[S.G] Ailesi iyi dürüst olduğu hâlde çocuğu kötü anlayışsız, kötülük etmekten hoşlanan kimse.
Hayra alâmet
[D] İyi bir olayın, durumun belirtisi, işareti.
Hayra yormak
[D] Bir rüyayı, herhangi bir olayı gelecek yaşanacak olayların iyi, mutlu bir belirtisi olarak kabul etmek.
Hayvan koklaşa koklaşan, insan söylese söylesen
[A] İnsanların yakınlaşması konuşmakla, birbirlerini anlamakla olur. İnsanlar ne kadar samimi konuşurlarsa anlaşmaları da o kadar kolay ve iyi olur.
Hazan yaprağı gibi sarı ve titrer olmak
[S.G] Korku veya başka bir nedenle halsiz bilinçsiz titrer durumda olmak. Zayıf ve güçsüz olmak.
Hazır lokma
[S.G] Kolayca elde edilen. Kolay alınan.
Hazıra dağlar dayanmaz
[A] Elimizde bulunan mal ve para ne kadar çok olursa olsun harcamakla bir gün bitecektir. Bunun için elimizdekileri harcarken bir yandan da yerine koymaya gayret etmeliyiz.
Hazırdan yemek
[D] Yerine yenisini koymadan öncekileri harcamak, yemek.
Hazırlık görmek
[D] Yapılacak bir iş için gerekli şeyleri hazırlamak, yolculuk için gereken malzemeyi almak.
Hediyelik Bursa Kumaşı
[D] Çok az bulunur, her zaman her yerde bulunması mümkün olmayan.