Gurbette taşa yaslanmayan evdeki halının kıymetini bilmez

[D] Evinin mutluluğunu ancak evinden uzaklaşmış, sıkıntı çekmiş kimseler daha iyi bilir, takdir eder.

Gücü gitti, kolayı kaldı

[G.S] Zorluklar bitti, bundan sonrası kolayca gerçekleşebilir. Sonuca ulaşılabilir.

Gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz

[A] Gül nazik bir bitkidir, dalı da odun olarak kullanılmaz. Halayık ise ev hanımının niteliklerini taşımadığı için ev kadını olması imkânsızdır.

Güldükçe yüzünde güller açılmak

[D] Neşelendikçe daha da güzelleşip bu güzelliği ile de dikkatleri daha çok kendi üstüne çekmek.

Gülme komşuna, gelir başına

[A] İnsanlar başkalarının uğradıkları kötülüklere sevinmemelidirler. Aksine onlara yardım elini uzatmalıdırlar. Çünkü gün gelir aynı durumlar belki de daha şiddetli olarak kendi başlarına gelir. O zaman kimsenin kendileri ile ilgilenmemesi onları üzer, perişan eder.

Gülmekten kırılmak

[D] Çok gülmek. Pek çok gülerek halsiz, mecalsiz duruma girmek.

Gülü seven dikenine katlanır

[A] İnsanlar sevdiklerinin kusurlarını görmezler. Kendilerini üzen, sıkıntıya sokan olaylar meydana gelse de sevdikleri uğruna buna katlanmayı göze alırlar.

Gülün kıymetini bülbül bilir

[Ö] Bir konunun değerini onu iyi bilen kimseler anlar, takdir eder.

Güme gitmek

[D] Boşu boşuna ölmek. Boş yere harcanmak. Bir sözün başka kimselerin çıkışları karşısında anlaşılamaması, kaybolması.

Gümrükten mal kaçırır gibi

[D] Etrafındakilerden saklayarak, çok telâşlı bir biçimde yapılan (işler, davranışlar.)

Gün doğmadan neler doğar

[A] İnsanlar durumlarına güvenip böbürlenmemelidirler. Yarının neler getireceği hiç belli olmaz. Bugün iyi olan işlerin kötü, kötü olanların iyiye gideceğini kimse garanti edemez.

Gün gibi aşikâr

[D] Çok belli. Açık. Kapalı hiçbir yeri olmayan.

Gün gider gediğinden, el utansın dediğinden

[Ö] İnsanlar konuşurken sözlerinin kimi, neyi etkileyeceğini dikkate almalıdırlar. Bugün konuşurum yarın unutulur diyerek dedikodu yapmak çok kötü bir huydur. Günün birinde sözümüz gitmemesi gereken yere götürülür. Sözümüzden biz utanmak durumunda kalırız. Dedikoducuların söylediklerini dikkate alıp üzülmek de doğru değildir.

Gün görmek

[D] İyi ve mutlu günler yaşamak.

Gün görmüş

[D] İyi günler yaşamış, önemli görevler yapmış, yüksek mevkiilerde bulunmuş, hatırı sayılır, hürmet edilir. Tecrübeli.

Gün ola harman ola

[D] İstenen, özlenen hayırlı, uğurlu gün bir gün gelecektir. Arzu edilenin elde edilmesi, ele geçmesi ne zaman olacaktır belli değil.

Gün olsa kimsenin üstüne doğmaz

[S.G] Kötü hasis, kimseye en ufak bir iyilik yapmayan. Elinde imkân varken kimsenin yardımına koşmayan, duygusuz.

Gün var yılı besler, yıl var ayı beslemez

[A] Serbest çalışanların kazançları belli olmaz. Bazen bir günlük kazanç bir yıl yeter, bazen de bir yıllık kazanç bir ay bile yetmez. Gerekliyi gereksizken saklamak lâzımdır.

Günahı boynuna

[D] Yapılan işde, yaptığım işde bir suç varsa sorumluluğu benim değil bana bunu yaptıranındır.

Günahını vermez

[D] Kendisine hiçbir zaman yaramasa da hiçbir malını kimseye, istifade etsin diyerek vermez. Çok hasistir. Çok cimridir.
Sitesi.WEB.TR © 2010 - 2021
Toplam 9 sayfadan 7. sayfadasınız, sayfaya git: Önceki, 5, 6, 7, 8, 9, Sonraki